En son konular
En iyi yollayıcılar
MTAdmin | ||||
Euroboy | ||||
fewlive | ||||
sanra | ||||
Utku | ||||
Emoq Duranmania | ||||
ateksur | ||||
NightHawk | ||||
Reflection | ||||
Alphaville |
Arama
Sosyal yer imi
Sosyal bookmarking sitesinde Modern Talking ve '80'ler Forumu adresi saklayın ve paylaşın
Sosyal bookmarking sitesinde Forum Seksenler adresi saklayın ve paylaşın
Anahtar-kelime
Yabancı Şarkıların Türkçe Çevirileri
4 posters
Forum Seksenler :: Konu Dışı :: Müzik
1 sayfadaki 1 sayfası
Yabancı Şarkıların Türkçe Çevirileri
Another Day In Paradise - Phil Collins
She calls out to the man on the street
o caddedeki adama doğru seslenir
'Sir, can you help me?
beyefendi bana yardım edebilir misiniz?
It's cold and I've nowhere to sleep,
hava soğuk ve uyuyacak yerim yok
Is there somewhere you can tell me?'
bana soyleyebileceğiniz bir yer var mı?
He walks on, doesn't look back
adam yürümeye devam eder, arkasına bakmaz
He pretends he can't hear her
onu duymamış gibi yapar
Starts to whistle as he crosses the street
karşıdan karşıya geçerken ıslık çalmaya başlar
Seems embarrassed to be there
orda olmaktan utanmış görünür
Oh think twice, it's another day for You and me in paradise
ikinci kez düşün ,bu senin ve benim için cennetteki başka bir gün
Oh think twice, it's just another day for you,
ikinci kez düşün bu senin için sadece başka bir gün
You and me in paradise
senin ve benim için cennette
She calls out to the man on the street
o caddedeki adama doğru seslenir
He can see she's been crying
adam onun ağladığını görmektedir
She's got blisters on the soles of her feet
kızın ayak tabanları su toplamıştır
Can't walk but she's trying
yürüyemez ama çabalamaktadır
Oh think twice...
ikinci kez düşün
Oh lord, is there nothing more anybody can do
oh tanrım, birinin yapabileceği hiçbir şey yok mu?
Oh lord, there must be something you can say
oh tanrım,soyleyebileceğin birşeyler olmalı
You can tell from the lines on her face
yüzündeki çizgilerden anlaşılıyor
You can see that she's been there
orda olduğunu gorebilirsin
Probably been moved on from every place
muhtemelen her yerden taşındı
'Cos she didn't fit in there
çünkü oralara uyamadı
Oh think twice...
İKİNCİ KEZ DÜŞÜN
She calls out to the man on the street
o caddedeki adama doğru seslenir
'Sir, can you help me?
beyefendi bana yardım edebilir misiniz?
It's cold and I've nowhere to sleep,
hava soğuk ve uyuyacak yerim yok
Is there somewhere you can tell me?'
bana soyleyebileceğiniz bir yer var mı?
He walks on, doesn't look back
adam yürümeye devam eder, arkasına bakmaz
He pretends he can't hear her
onu duymamış gibi yapar
Starts to whistle as he crosses the street
karşıdan karşıya geçerken ıslık çalmaya başlar
Seems embarrassed to be there
orda olmaktan utanmış görünür
Oh think twice, it's another day for You and me in paradise
ikinci kez düşün ,bu senin ve benim için cennetteki başka bir gün
Oh think twice, it's just another day for you,
ikinci kez düşün bu senin için sadece başka bir gün
You and me in paradise
senin ve benim için cennette
She calls out to the man on the street
o caddedeki adama doğru seslenir
He can see she's been crying
adam onun ağladığını görmektedir
She's got blisters on the soles of her feet
kızın ayak tabanları su toplamıştır
Can't walk but she's trying
yürüyemez ama çabalamaktadır
Oh think twice...
ikinci kez düşün
Oh lord, is there nothing more anybody can do
oh tanrım, birinin yapabileceği hiçbir şey yok mu?
Oh lord, there must be something you can say
oh tanrım,soyleyebileceğin birşeyler olmalı
You can tell from the lines on her face
yüzündeki çizgilerden anlaşılıyor
You can see that she's been there
orda olduğunu gorebilirsin
Probably been moved on from every place
muhtemelen her yerden taşındı
'Cos she didn't fit in there
çünkü oralara uyamadı
Oh think twice...
İKİNCİ KEZ DÜŞÜN
Utku- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 435
Forum Puanı : 887
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 04/08/09
Yaş : 42
Nerden : İzmir,tam 35
Geri: Yabancı Şarkıların Türkçe Çevirileri
Careless Whisper - George Michael
I feel so unsure
Hiç emin değilim
As I take your hand and lead you to the dance floor
Elini tutup seni dans pistine çıkartırken
As the music dies, something in your eyes
Müzik biterken, gözlerinde bir şeyler
Calls to mind a silver screen
Gümüş bir perdeye karşı koymaya çağırıyor
And all it's sad goodbyes
Ve hepsi acı vedalar
Nakarat:
[ I'm never gonna dance again
Bir daha asla dans etmeyeceğim
Guilty feet have gotten no rhythm
Suçlu ayakların ritmi yok
Though it's easy to pretend
Rol yapmak kolay ama
I know you're not a fool
Senin aptal olmadığını biliyorum
I should have known better than to cheat a friend
Bir arkadaşı aldatmaktan daha iyisini biliyor olmalıydım
And waste the chance that I've been given
Ve bana verilen şansı harcamaktan
So I'm never gonna dance again
Bu yüzden bir daha asla dans etmeyeceğim
The way I danced with you
Seninle dans ettiğim şekilde ]
Time can never mend
Zaman asla onaramaz
The careless whispers of a good friend
İyi bir arkadaşın aldırışsız fısıldayışını
To the heart and mind
Kalbe ve akla
Ignorance is kind
Cehalet naziktir
There's no comfort in the truth
Doğrulukta huzur yok
Pain is all you'll find
Tek bulacağın acı
Nakarat
Tonight the music seems so loud
Bu gece müziğin sesi çok yüksek gibi
I wish that we could lose this crowd
Bu kalabalığı yok edebilmemizi dilerdim
Maybe it's better this way
Belki bu şekilde daha iyidir
We'd hurt each other with the things we'd wanna say
Söylemek istediğimiz şeylerle birbirimizi incitebilirdik
We could have been so good together
Birlikte çok iyi olabilirdik
We could have lived this dance forever
Sonsuza dek bu dansı yaşayabilirdik
But now who's gonna dance with me?
Ama şimdi benimle kim dans edecek?
Please stay
Lütfen kal
Nakarat
(Now that you're gone) Now that you're gone
(Şimdi sen yoksun) Şimdi sen yoksun
(Now that you're gone) Was what I did so wrong, so wrong
(Şimdi sen yoksun) Yaptığım şey çok mu yanlıştı? çok mu yanlış
That you had to leave me alone
Beni yalnız bıraktıracak kadar
I feel so unsure
Hiç emin değilim
As I take your hand and lead you to the dance floor
Elini tutup seni dans pistine çıkartırken
As the music dies, something in your eyes
Müzik biterken, gözlerinde bir şeyler
Calls to mind a silver screen
Gümüş bir perdeye karşı koymaya çağırıyor
And all it's sad goodbyes
Ve hepsi acı vedalar
Nakarat:
[ I'm never gonna dance again
Bir daha asla dans etmeyeceğim
Guilty feet have gotten no rhythm
Suçlu ayakların ritmi yok
Though it's easy to pretend
Rol yapmak kolay ama
I know you're not a fool
Senin aptal olmadığını biliyorum
I should have known better than to cheat a friend
Bir arkadaşı aldatmaktan daha iyisini biliyor olmalıydım
And waste the chance that I've been given
Ve bana verilen şansı harcamaktan
So I'm never gonna dance again
Bu yüzden bir daha asla dans etmeyeceğim
The way I danced with you
Seninle dans ettiğim şekilde ]
Time can never mend
Zaman asla onaramaz
The careless whispers of a good friend
İyi bir arkadaşın aldırışsız fısıldayışını
To the heart and mind
Kalbe ve akla
Ignorance is kind
Cehalet naziktir
There's no comfort in the truth
Doğrulukta huzur yok
Pain is all you'll find
Tek bulacağın acı
Nakarat
Tonight the music seems so loud
Bu gece müziğin sesi çok yüksek gibi
I wish that we could lose this crowd
Bu kalabalığı yok edebilmemizi dilerdim
Maybe it's better this way
Belki bu şekilde daha iyidir
We'd hurt each other with the things we'd wanna say
Söylemek istediğimiz şeylerle birbirimizi incitebilirdik
We could have been so good together
Birlikte çok iyi olabilirdik
We could have lived this dance forever
Sonsuza dek bu dansı yaşayabilirdik
But now who's gonna dance with me?
Ama şimdi benimle kim dans edecek?
Please stay
Lütfen kal
Nakarat
(Now that you're gone) Now that you're gone
(Şimdi sen yoksun) Şimdi sen yoksun
(Now that you're gone) Was what I did so wrong, so wrong
(Şimdi sen yoksun) Yaptığım şey çok mu yanlıştı? çok mu yanlış
That you had to leave me alone
Beni yalnız bıraktıracak kadar
Utku- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 435
Forum Puanı : 887
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 04/08/09
Yaş : 42
Nerden : İzmir,tam 35
Geri: Yabancı Şarkıların Türkçe Çevirileri
jeanny, gel, hadi gel
Steh auf - bitte, du wirst ganz naß
lütfen ayağa kalk, çok ıslanacaksın
Schon spät,
geç oldu
komm - wir müssen weg hier,
gel-burdan gitmemiz gerek
raus aus dem Wald, verstehst du nicht?
ormandan dışarı, anlamıyorsun
Wo ist dein Schuh, du hast ihn verloren,
ayakkabın nerede, onu kaybettin
als ich dir den Weg zeigen mußte
sana yolu göstermek zorunda kaldığımda
Wer hat verloren? Du dich?
kim kaybetti? sen mi kendini,
Ich mich? Oder, oder wir uns?
ben mi kendimi? ya da, ya da birbirimizi mi?
Nakarat:
[ Jeanny, quit livin' on dreams
jeanny, rüyalarda yaşamayı bırak
Jeanny, life is not what it seems
jeanny, hayat göründüğü gibi değil
Such a lonely little girl in a cold, cold world
ne kadar da yalnız ve küçük bir kız soğuk, soğuk dünyada
There's someone who needs you
sana ihtiyacı olan biri var
Jeanny, quit livin' on dreams
jeanny, rüyalarda yaşamayı bırak
Jeanny, life is not what it seems
jeanny, hayat göründüğü gibi değil
You're lost in the night, don't wanna struggle and fight
gecenin içinde kaybolmuşsun, boğuşmak ve kavga etmek istemiyorsun
There's someone, who needs you, babe
sana ihtiyacı olan biri var bebeğim ]
Es ist kalt, wir müssen weg hier, komm
hava soğuk, burdan gitmemiz gerek, gel
Dein Lippenstift ist verwischt
rujun silinmiş,
Du hast ihn gekauft und ich habe es gesehen
ben senin onu satın aldığını gördüm
Zuviel rot auf deinen Lippen und du hast gesagt:
dudaklarında çok kırmızı görünüyordu ve sen:
"Mach mich nicht an"
'beni ilgilendirmez' dedin.
Aber du warst durchschaut, Augen sagen mehr als Worte
ancak maksadın anlaşıldı, gözler sözlerden daha fazlasını söyler
Du brauchst mich doch, hmh?
bana ihtiyacın var, hmh?
Alle wissen, daß wir zusammen sind ab heute,
herkes bugünden sonra birlikte olduğumuzu biliyor
jetzt hör ich sie! Sie kommen
şimdi duyuyorum onları! geliyorlar
Sie kommen, dich zu holen
seni almak için geliyorlar
Sie werden dich nicht finden
seni bulamayacaklar
Niemand wird dich finden, du bist bei mir
kimse seni bulamıyacak, sen bendesin
Nakarat
Newsflash: In den letzten Monaten
flaş haber: geçtiğimiz aylardan beri
ist die Zahl der vermißten Personen
kaybolan insanların sayısı
dramatisch angestiegen
dramatik bir şekilde artıyor
Die jüngste Veröffentlichung der lokalen
yerel polis yayınlarına göre
Polizeibehörde berichtet von einem weiteren tragischen Fall
en genç trajik olay gerçekleşmiştir.
Es handelt sich um ein neunzehnjährigesMädchen
das zuletzt vor vierzehnTagen gesehen wurde.
en son ondört gün önce görülen
ondukuz yaşlarında bir kızın ticareti yapılmıştır
Die Polizeischließt die Möglichkeit nicht aus
daßes sich hier um ein Verbrechen handelt
polis ortada yasa dışı bir ticaretin olduğu
ihtimali üzerinde durmuyor
Steh auf - bitte, du wirst ganz naß
lütfen ayağa kalk, çok ıslanacaksın
Schon spät,
geç oldu
komm - wir müssen weg hier,
gel-burdan gitmemiz gerek
raus aus dem Wald, verstehst du nicht?
ormandan dışarı, anlamıyorsun
Wo ist dein Schuh, du hast ihn verloren,
ayakkabın nerede, onu kaybettin
als ich dir den Weg zeigen mußte
sana yolu göstermek zorunda kaldığımda
Wer hat verloren? Du dich?
kim kaybetti? sen mi kendini,
Ich mich? Oder, oder wir uns?
ben mi kendimi? ya da, ya da birbirimizi mi?
Nakarat:
[ Jeanny, quit livin' on dreams
jeanny, rüyalarda yaşamayı bırak
Jeanny, life is not what it seems
jeanny, hayat göründüğü gibi değil
Such a lonely little girl in a cold, cold world
ne kadar da yalnız ve küçük bir kız soğuk, soğuk dünyada
There's someone who needs you
sana ihtiyacı olan biri var
Jeanny, quit livin' on dreams
jeanny, rüyalarda yaşamayı bırak
Jeanny, life is not what it seems
jeanny, hayat göründüğü gibi değil
You're lost in the night, don't wanna struggle and fight
gecenin içinde kaybolmuşsun, boğuşmak ve kavga etmek istemiyorsun
There's someone, who needs you, babe
sana ihtiyacı olan biri var bebeğim ]
Es ist kalt, wir müssen weg hier, komm
hava soğuk, burdan gitmemiz gerek, gel
Dein Lippenstift ist verwischt
rujun silinmiş,
Du hast ihn gekauft und ich habe es gesehen
ben senin onu satın aldığını gördüm
Zuviel rot auf deinen Lippen und du hast gesagt:
dudaklarında çok kırmızı görünüyordu ve sen:
"Mach mich nicht an"
'beni ilgilendirmez' dedin.
Aber du warst durchschaut, Augen sagen mehr als Worte
ancak maksadın anlaşıldı, gözler sözlerden daha fazlasını söyler
Du brauchst mich doch, hmh?
bana ihtiyacın var, hmh?
Alle wissen, daß wir zusammen sind ab heute,
herkes bugünden sonra birlikte olduğumuzu biliyor
jetzt hör ich sie! Sie kommen
şimdi duyuyorum onları! geliyorlar
Sie kommen, dich zu holen
seni almak için geliyorlar
Sie werden dich nicht finden
seni bulamayacaklar
Niemand wird dich finden, du bist bei mir
kimse seni bulamıyacak, sen bendesin
Nakarat
Newsflash: In den letzten Monaten
flaş haber: geçtiğimiz aylardan beri
ist die Zahl der vermißten Personen
kaybolan insanların sayısı
dramatisch angestiegen
dramatik bir şekilde artıyor
Die jüngste Veröffentlichung der lokalen
yerel polis yayınlarına göre
Polizeibehörde berichtet von einem weiteren tragischen Fall
en genç trajik olay gerçekleşmiştir.
Es handelt sich um ein neunzehnjährigesMädchen
das zuletzt vor vierzehnTagen gesehen wurde.
en son ondört gün önce görülen
ondukuz yaşlarında bir kızın ticareti yapılmıştır
Die Polizeischließt die Möglichkeit nicht aus
daßes sich hier um ein Verbrechen handelt
polis ortada yasa dışı bir ticaretin olduğu
ihtimali üzerinde durmuyor
Utku- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 435
Forum Puanı : 887
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 04/08/09
Yaş : 42
Nerden : İzmir,tam 35
Geri: Yabancı Şarkıların Türkçe Çevirileri
Eye Of The Tiger - Survivor
Risin' up back on the street
Sokaklarda büyüdüm
Did my time, took my chances
Zamanımı verdim, fırsatları kullandım
Went the distance now I'm back on my feet
Mesafeyi kat ettim şimdi yine ayaklarımın üzerindeyim
Just a man and his will to survive
Sadece bir adam ve onun hayatta kalma arzusu
So many times, it happens too fast,
Bir çok sefer, bu çok hızlı olur
You trade your passion for glory,
Ün için tutkunu takas edersin
Don't lose your grip on the dreams of the past
Geçmişteki hayallere tutunmayı bırakma
You must fight just to keep them alive
Onları hayatta tutmak için savaşmalısın
Nakarat:
[ It's the Eye of the Tiger
Bu Kaplanın Gözüdür
It's the thrill of the fight
Ve dövüşmenin heyecanı
Rising up to the challenge of our rival
Rakibin meydan okumasına karşı koymak
And the last known survivor
Ve en son hayatta kalan
Stalks his prey in the night
Gece gururla avını taşır
And he's watching us all
Ve o hepimizi izliyor
With the Eye of the Tiger
Kaplanın Gözüyle ]
Face to face out in the heat
Yüz yüze sıcağın ortasında
Hangin' tough, stayin' hungry
Güçlü durup, aç kalarak
They stack the odds still we take to the street
Bahisleri yığıyorlar yine de sokağa gidiyoruz
For the kill, with the skill to survive
Öldürmek için, hayatta kalma yeteneğiyle
Nakarat
Risin' up straight to the top
Yükseliyorum, doğrudan zirveye
Had the guts, got the glory
Cesaretimi topladım, ünü kazandım
Went the distance, now I'm not gonna stop
Mesafeyi kat ettim, şimdi durmayacağım
Just a man and his will to survive
Sadece bir adam ve onun hayatta kalma arzusu
Nakarat
Risin' up back on the street
Sokaklarda büyüdüm
Did my time, took my chances
Zamanımı verdim, fırsatları kullandım
Went the distance now I'm back on my feet
Mesafeyi kat ettim şimdi yine ayaklarımın üzerindeyim
Just a man and his will to survive
Sadece bir adam ve onun hayatta kalma arzusu
So many times, it happens too fast,
Bir çok sefer, bu çok hızlı olur
You trade your passion for glory,
Ün için tutkunu takas edersin
Don't lose your grip on the dreams of the past
Geçmişteki hayallere tutunmayı bırakma
You must fight just to keep them alive
Onları hayatta tutmak için savaşmalısın
Nakarat:
[ It's the Eye of the Tiger
Bu Kaplanın Gözüdür
It's the thrill of the fight
Ve dövüşmenin heyecanı
Rising up to the challenge of our rival
Rakibin meydan okumasına karşı koymak
And the last known survivor
Ve en son hayatta kalan
Stalks his prey in the night
Gece gururla avını taşır
And he's watching us all
Ve o hepimizi izliyor
With the Eye of the Tiger
Kaplanın Gözüyle ]
Face to face out in the heat
Yüz yüze sıcağın ortasında
Hangin' tough, stayin' hungry
Güçlü durup, aç kalarak
They stack the odds still we take to the street
Bahisleri yığıyorlar yine de sokağa gidiyoruz
For the kill, with the skill to survive
Öldürmek için, hayatta kalma yeteneğiyle
Nakarat
Risin' up straight to the top
Yükseliyorum, doğrudan zirveye
Had the guts, got the glory
Cesaretimi topladım, ünü kazandım
Went the distance, now I'm not gonna stop
Mesafeyi kat ettim, şimdi durmayacağım
Just a man and his will to survive
Sadece bir adam ve onun hayatta kalma arzusu
Nakarat
Utku- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 435
Forum Puanı : 887
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 04/08/09
Yaş : 42
Nerden : İzmir,tam 35
Geri: Yabancı Şarkıların Türkçe Çevirileri
Take My Breath Away - Berlin
Watching every motion
Her hareketi izliyorum
In my foolish lover's game
Aptalca aşık oyunumda
On this endless ocean
Bu sonsuz okyanusta
Finally lovers know no shame
Sonunda aşıklar utanç nedir bilmez
Turning and returning
Dönerek ve geri dönerek
To some secret place inside
İçerdeki gizli bir yere
Watching in slow motion
Ağır çekimde izliyorum
As you turn around and say
Sen dönüp şunu söylerken
Nakarat: x2
[ Take my breath away
Nefesimi kes ]
Watching I keep waiting
İzliyorum, beklemeye devam ediyorum
Still anticipating love
Hala aşkı umuyorum
Never hesitating
Asla tereddüt etmiyorum
To become the fated ones
Kaderin bağladıkları olmak için
Turning and returning
Dönerek ve geri dönerek
To some secret place to find
Bulunacak gizli bir yere
Watching in slow motion
Ağır çekimde izliyorum
As you turn to me and say
Sen bana dönüp şunu söylerken
My love
Aşkım
Nakarat
Through the hourglass I saw you
Kum saatinin içinden seni gördüm
In time you slipped away
Zamanla kayıp gittin
When the mirror crashed I called you
Ayna parçalandığında seni çağırdım
And turned to hear you say
Ve senin şunu söylemeni duymak için döndüm,
If only for today
Keşke bu gün için
I am unafraid
Korkmuyor olsaydım
Nakarat
Watching every motion
Her hareketi izliyorum
In this foolish lover's game
Bu aptal aşığın oyununda
Haunted by the notion
Fikir peşimi bırakmıyor
Somewhere there's a love in flames
Bir yerde alevler içinde bir aşk var
Turning and returning
Dönen ve geri dönen
To some secret place inside
İçerdeki gizli bir yere
Watching in slow motion
Ağır çekimde izliyorum
As you turn my way and say
Sen bana doğru dönüp şunu söylerken
Nakarat
Watching every motion
Her hareketi izliyorum
In my foolish lover's game
Aptalca aşık oyunumda
On this endless ocean
Bu sonsuz okyanusta
Finally lovers know no shame
Sonunda aşıklar utanç nedir bilmez
Turning and returning
Dönerek ve geri dönerek
To some secret place inside
İçerdeki gizli bir yere
Watching in slow motion
Ağır çekimde izliyorum
As you turn around and say
Sen dönüp şunu söylerken
Nakarat: x2
[ Take my breath away
Nefesimi kes ]
Watching I keep waiting
İzliyorum, beklemeye devam ediyorum
Still anticipating love
Hala aşkı umuyorum
Never hesitating
Asla tereddüt etmiyorum
To become the fated ones
Kaderin bağladıkları olmak için
Turning and returning
Dönerek ve geri dönerek
To some secret place to find
Bulunacak gizli bir yere
Watching in slow motion
Ağır çekimde izliyorum
As you turn to me and say
Sen bana dönüp şunu söylerken
My love
Aşkım
Nakarat
Through the hourglass I saw you
Kum saatinin içinden seni gördüm
In time you slipped away
Zamanla kayıp gittin
When the mirror crashed I called you
Ayna parçalandığında seni çağırdım
And turned to hear you say
Ve senin şunu söylemeni duymak için döndüm,
If only for today
Keşke bu gün için
I am unafraid
Korkmuyor olsaydım
Nakarat
Watching every motion
Her hareketi izliyorum
In this foolish lover's game
Bu aptal aşığın oyununda
Haunted by the notion
Fikir peşimi bırakmıyor
Somewhere there's a love in flames
Bir yerde alevler içinde bir aşk var
Turning and returning
Dönen ve geri dönen
To some secret place inside
İçerdeki gizli bir yere
Watching in slow motion
Ağır çekimde izliyorum
As you turn my way and say
Sen bana doğru dönüp şunu söylerken
Nakarat
Utku- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 435
Forum Puanı : 887
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 04/08/09
Yaş : 42
Nerden : İzmir,tam 35
Geri: Yabancı Şarkıların Türkçe Çevirileri
Yesterday - Beatles
Yesterday, all my troubles seemed so far away
Dün, sorunlarım çok uzak görünüyordu
Now it look as though they're here to stay
Şimdi kalmak için buradalarmış gibi görünüyor
Oh, I believe in yesterday
Oh, düne inanıyorum
Suddenly, I'm not half the man I used to be
Bİrdenbire, eskiden olduğum kişinin yarısı bile değilim
There's a shadow hanging over me
Üzerimde asılı kalan bir gölge var
Oh, yesterday came suddenly
Oh, dün aniden geldi
Why she had to go I don't know, she wouldn't say
Neden gitmek zorundaydı bilmiyorum, söylemedi
I said something wrong, now I long for yesterday
Yanlış bir şey söyledim, şimdi dünü iple çekiyorum
Yesterday, love was such an easy game to play
Dün, aşk oynaması çok kolay bir oyundu
Now I need a place to hide away
Şimdi saklanacak bir yere ihtiyacım var
Oh, I believe in yesterday
Oh, düne inanıyorum
Why she had to go I don't know, she wouldn't say
Neden gitmek zorundaydı bilmiyorum, söylemedi
I said something wrong, now I long for yesterday
Yanlış bir şey söyledim, şimdi dünü iple çekiyorum
Yesterday, love was such an easy game to play
Dün, aşk oynaması çok kolay bir oyundu
Now I need a place to hide away
Şimdi saklanacak bir yere ihtiyacım var
Oh, I believe in yesterday
Oh, düne inanıyorum
Yesterday, all my troubles seemed so far away
Dün, sorunlarım çok uzak görünüyordu
Now it look as though they're here to stay
Şimdi kalmak için buradalarmış gibi görünüyor
Oh, I believe in yesterday
Oh, düne inanıyorum
Suddenly, I'm not half the man I used to be
Bİrdenbire, eskiden olduğum kişinin yarısı bile değilim
There's a shadow hanging over me
Üzerimde asılı kalan bir gölge var
Oh, yesterday came suddenly
Oh, dün aniden geldi
Why she had to go I don't know, she wouldn't say
Neden gitmek zorundaydı bilmiyorum, söylemedi
I said something wrong, now I long for yesterday
Yanlış bir şey söyledim, şimdi dünü iple çekiyorum
Yesterday, love was such an easy game to play
Dün, aşk oynaması çok kolay bir oyundu
Now I need a place to hide away
Şimdi saklanacak bir yere ihtiyacım var
Oh, I believe in yesterday
Oh, düne inanıyorum
Why she had to go I don't know, she wouldn't say
Neden gitmek zorundaydı bilmiyorum, söylemedi
I said something wrong, now I long for yesterday
Yanlış bir şey söyledim, şimdi dünü iple çekiyorum
Yesterday, love was such an easy game to play
Dün, aşk oynaması çok kolay bir oyundu
Now I need a place to hide away
Şimdi saklanacak bir yere ihtiyacım var
Oh, I believe in yesterday
Oh, düne inanıyorum
Utku- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 435
Forum Puanı : 887
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 04/08/09
Yaş : 42
Nerden : İzmir,tam 35
Geri: Yabancı Şarkıların Türkçe Çevirileri
Stand By Me - Ben King
When the night has come
Gece geldiğinde
And the land is dark
ve toprak karardığında
And the moon is the only light we'll see
ve ay görebileceğimiz tek ışık olduğunda
Well i won't be affraid
ben korkmayacağım,
No I won't be affraid
hayır korkmayacağım
Just as long as you stand, stand by me
sadece sen yanımda olduğun sürece,yanımda ol
So darling, darling stand by me
bu yüzden sevgilim, yanımda ol sevgilim
Won't you stand by me
Oh yanımda olmayacak mısın?
Just as long as you stand, stand by me
sadece sen yanımda olduğun sürece,yanımda ol
When the sky that we look upon
ne zaman ki baktığımız gökyüzü
Thumble and falls
yuvarlanıp da düşerse
And the mountains crumble to the sea
ve dağlar, denize ufalanırsa
I wont cry, i won't cry
ağlamayacağım, ağlamayacağım
No i won't shed a tear
hayır tek damla gözyaşı dökmeyeceğim
Just as long as you stand by me
Sadece sen yanımda olduğun sürece
So darling, darling stand by me
bu yüzden sevgilim, yanımda ol sevgilim
Oh won't you stand by me
Oh yanımda olmayacak mısın?
Oh won't you stand, won't you stand, stand by me
Oh olmayacak mısın, olmayacak mısın, yanımda ol
So darling, darling stand by me
bu yüzden sevgilim, yanımda ol sevgilim
Oh won't you stand by me
Oh yanımda olmayacak mısın?
Oh won't you stand, won't you stand, stand by me
Oh olmayacak mısın, olmayacak mısın, yanımda ol
whenever you're in trouble won't you stand by me
ne zaman başın derde girse, yanımda olmaz mısın?
oh, now, now, stand by me
oh, şimdi, şimdi, yanımda ol
darling, darling stand by me
sevgilim, sevgilim, yanımda ol
stand by me
yanımda ol
oh, stand by me, stand by me, stand by me
oh yanımda ol, yanımda ol, yanımda ol
so darling darling stan by me
bu yüzden sevgilim, yanımda ol sevgilim
stand by me
yanımda ol
oh stand by me, stand by me, stand by me!
Oh olmayacak mısın, olmayacak mısın, yanımda ol
When the night has come
Gece geldiğinde
And the land is dark
ve toprak karardığında
And the moon is the only light we'll see
ve ay görebileceğimiz tek ışık olduğunda
Well i won't be affraid
ben korkmayacağım,
No I won't be affraid
hayır korkmayacağım
Just as long as you stand, stand by me
sadece sen yanımda olduğun sürece,yanımda ol
So darling, darling stand by me
bu yüzden sevgilim, yanımda ol sevgilim
Won't you stand by me
Oh yanımda olmayacak mısın?
Just as long as you stand, stand by me
sadece sen yanımda olduğun sürece,yanımda ol
When the sky that we look upon
ne zaman ki baktığımız gökyüzü
Thumble and falls
yuvarlanıp da düşerse
And the mountains crumble to the sea
ve dağlar, denize ufalanırsa
I wont cry, i won't cry
ağlamayacağım, ağlamayacağım
No i won't shed a tear
hayır tek damla gözyaşı dökmeyeceğim
Just as long as you stand by me
Sadece sen yanımda olduğun sürece
So darling, darling stand by me
bu yüzden sevgilim, yanımda ol sevgilim
Oh won't you stand by me
Oh yanımda olmayacak mısın?
Oh won't you stand, won't you stand, stand by me
Oh olmayacak mısın, olmayacak mısın, yanımda ol
So darling, darling stand by me
bu yüzden sevgilim, yanımda ol sevgilim
Oh won't you stand by me
Oh yanımda olmayacak mısın?
Oh won't you stand, won't you stand, stand by me
Oh olmayacak mısın, olmayacak mısın, yanımda ol
whenever you're in trouble won't you stand by me
ne zaman başın derde girse, yanımda olmaz mısın?
oh, now, now, stand by me
oh, şimdi, şimdi, yanımda ol
darling, darling stand by me
sevgilim, sevgilim, yanımda ol
stand by me
yanımda ol
oh, stand by me, stand by me, stand by me
oh yanımda ol, yanımda ol, yanımda ol
so darling darling stan by me
bu yüzden sevgilim, yanımda ol sevgilim
stand by me
yanımda ol
oh stand by me, stand by me, stand by me!
Oh olmayacak mısın, olmayacak mısın, yanımda ol
Utku- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 435
Forum Puanı : 887
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 04/08/09
Yaş : 42
Nerden : İzmir,tam 35
Geri: Yabancı Şarkıların Türkçe Çevirileri
Smooth Criminal - Michael Jackson
As He Came Into The Window
Pencereye geldiği esnada
It Was The Sound Of A Crescendo
Bu bir kreşendonun sesiydi
He Came Into Her Apartment
Kızın dairesine girdi
He Left The Bloodstains On The Carpet
Kan izlerini halının üzerinde bıraktı
She Ran Underneath The Table
Kız masanın altına kaçtı
He Could See She Was Unable
Adam kızın aciz olduğunu görebiliyordu
So She Ran Into The Bedroom
Sonra kız yatak odasına kaçtı
She Was Struck Down, It Was
Kızın işi bitmişti, bu
Her Doom
Onun sonuydu
Annie Are You Ok
Annie iyi misin?
So, Annie Are You Ok
Annie iyi misin?
Are You Ok, Annie
İyi misin, Annie?
(Annie Are You Ok)
Annie iyi misin?
(Will You Tell Us That You're Ok)
Bize iyi olduğunu söyleyecek misin?
(There's A Sign In The Window)
Pencerede bir iz var
(That He Struck You-A Crescendo Annie)
Sana vurduğuna dair- Bir kreşendo Annie
(He Came Into Your Apartment)
Dairene girdi
(He Left The Bloodstains On The Carpet)
Kan izlerini halıda bıraktı
(Then You Ran Into The Bedroom)
Sonra yatak odasına kaçtın
(You Were Struck Down)
İşin bitmişti
(It Was Your Doom)
Bu senin sonundu ]
Nakarat1
You've Been Hit By
Vuruldun
You've Been Hit By-
Vuruldun
A Smooth Criminal
Kusursuz bir katil tarafından
So They Came Into The Outway
Sonra çıkışa geldiler
It Was Sunday-What A Black Day
Bir Pazar günüydü- Ne kara bir gün
Mouth To Mouth Resuscitation
Ağız ağıza suni teneffüs
Sounding Heartbeats-Intimidations
Duyulan kalp atışları- Korkutmalar
(You've Been Hit By)
Vuruldun
(You've Been Struck By-
Vuruldun
A Smooth Criminal)
Kusursuz bir katil tarafından
Okay, I Want Everybody To
Tamam, şimdi herkesin
Clear The Area Right Now!
Alanı boşaltmasını istiyorum
Aaow!
Aovv
(Annie Are You Ok)
Annie iyi misin?
I Don't Know!
Bilmiyorum!
(Will You Tell Us, That You're Ok)
Bize iyi oplduğunu söyleyecek misin?
I Don't Know!
Bilmiyorum
(There's A Sign In The Window)
Pencerede bir iz var
I Don't Know!
Bilmiyorum
(That He Struck You-A Crescendo Annie)
Sana vurduğuna dair- Bir kreşendo Annie
I Don't Know!
Bilmiyorum
(He Came Into Your Apartment)
Dairene girdi
I Don't Know!
Bilmiyorum
(Left Bloodstains On The Carpet)
Kan izlerini halıda bıraktı
I Don't Know Why Baby!
Bilmiyorum neden bebeğim
(Then You Ran Into The Bedroom)
Sonra yatak odasına kaçtın
I Don't Know!
Bilmiyorum
(You Were Struck Down)
İşin bitmişti
(It Was Your Doom-Annie!)
Bu senin sonundu Annie
(Annie Are You Ok)
Annie iyi misin?
Dad Gone It-Baby!
Baba gitti-bebeğim
(Will You Tell Us, That You're Ok)
Bize iyi oplduğunu söyleyecek misin?
Dad Gone It-Baby!
Baba gitti-bebeğim
(There's A Sign In The Window)
Pencerede bir iz var
Dad Gone It-Baby!
Baba gitti-bebeğim
(That He Struck You-A Crescendo Annie)
Sana vurduğuna dair- Bir kreşendo Annie
Hoo! Hoo!
Huu Huu
(He Came Into Your Apartment)
Dairene girdi
Dad Gone It!
Baba gitti
(Left Bloodstains On The Carpet)
Kan izlerini halıda bıraktı
Hoo! Hoo! Hoo!
Huu huu huu
(Then You Ran Into The Bedroom)
Sonra yatak odasına kaçtın
Dad Gone It!
Baba gitti
(You Were Struck Down)
İşin bitmişti
(It Was Your Doom-Annie!)
Bu senin sonundu Annie
Aaow!!!
Aovv!!!
As He Came Into The Window
Pencereye geldiği esnada
It Was The Sound Of A Crescendo
Bu bir kreşendonun sesiydi
He Came Into Her Apartment
Kızın dairesine girdi
He Left The Bloodstains On The Carpet
Kan izlerini halının üzerinde bıraktı
She Ran Underneath The Table
Kız masanın altına kaçtı
He Could See She Was Unable
Adam kızın aciz olduğunu görebiliyordu
So She Ran Into The Bedroom
Sonra kız yatak odasına kaçtı
She Was Struck Down, It Was
Kızın işi bitmişti, bu
Her Doom
Onun sonuydu
Annie Are You Ok
Annie iyi misin?
So, Annie Are You Ok
Annie iyi misin?
Are You Ok, Annie
İyi misin, Annie?
(Annie Are You Ok)
Annie iyi misin?
(Will You Tell Us That You're Ok)
Bize iyi olduğunu söyleyecek misin?
(There's A Sign In The Window)
Pencerede bir iz var
(That He Struck You-A Crescendo Annie)
Sana vurduğuna dair- Bir kreşendo Annie
(He Came Into Your Apartment)
Dairene girdi
(He Left The Bloodstains On The Carpet)
Kan izlerini halıda bıraktı
(Then You Ran Into The Bedroom)
Sonra yatak odasına kaçtın
(You Were Struck Down)
İşin bitmişti
(It Was Your Doom)
Bu senin sonundu ]
Nakarat1
You've Been Hit By
Vuruldun
You've Been Hit By-
Vuruldun
A Smooth Criminal
Kusursuz bir katil tarafından
So They Came Into The Outway
Sonra çıkışa geldiler
It Was Sunday-What A Black Day
Bir Pazar günüydü- Ne kara bir gün
Mouth To Mouth Resuscitation
Ağız ağıza suni teneffüs
Sounding Heartbeats-Intimidations
Duyulan kalp atışları- Korkutmalar
(You've Been Hit By)
Vuruldun
(You've Been Struck By-
Vuruldun
A Smooth Criminal)
Kusursuz bir katil tarafından
Okay, I Want Everybody To
Tamam, şimdi herkesin
Clear The Area Right Now!
Alanı boşaltmasını istiyorum
Aaow!
Aovv
(Annie Are You Ok)
Annie iyi misin?
I Don't Know!
Bilmiyorum!
(Will You Tell Us, That You're Ok)
Bize iyi oplduğunu söyleyecek misin?
I Don't Know!
Bilmiyorum
(There's A Sign In The Window)
Pencerede bir iz var
I Don't Know!
Bilmiyorum
(That He Struck You-A Crescendo Annie)
Sana vurduğuna dair- Bir kreşendo Annie
I Don't Know!
Bilmiyorum
(He Came Into Your Apartment)
Dairene girdi
I Don't Know!
Bilmiyorum
(Left Bloodstains On The Carpet)
Kan izlerini halıda bıraktı
I Don't Know Why Baby!
Bilmiyorum neden bebeğim
(Then You Ran Into The Bedroom)
Sonra yatak odasına kaçtın
I Don't Know!
Bilmiyorum
(You Were Struck Down)
İşin bitmişti
(It Was Your Doom-Annie!)
Bu senin sonundu Annie
(Annie Are You Ok)
Annie iyi misin?
Dad Gone It-Baby!
Baba gitti-bebeğim
(Will You Tell Us, That You're Ok)
Bize iyi oplduğunu söyleyecek misin?
Dad Gone It-Baby!
Baba gitti-bebeğim
(There's A Sign In The Window)
Pencerede bir iz var
Dad Gone It-Baby!
Baba gitti-bebeğim
(That He Struck You-A Crescendo Annie)
Sana vurduğuna dair- Bir kreşendo Annie
Hoo! Hoo!
Huu Huu
(He Came Into Your Apartment)
Dairene girdi
Dad Gone It!
Baba gitti
(Left Bloodstains On The Carpet)
Kan izlerini halıda bıraktı
Hoo! Hoo! Hoo!
Huu huu huu
(Then You Ran Into The Bedroom)
Sonra yatak odasına kaçtın
Dad Gone It!
Baba gitti
(You Were Struck Down)
İşin bitmişti
(It Was Your Doom-Annie!)
Bu senin sonundu Annie
Aaow!!!
Aovv!!!
Utku- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 435
Forum Puanı : 887
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 04/08/09
Yaş : 42
Nerden : İzmir,tam 35
Euroboy- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 1610
Forum Puanı : 3731
Rep Puanı : 38
Kayıt tarihi : 30/09/09
Yaş : 41
Nerden : İstanbul
Geri: Yabancı Şarkıların Türkçe Çevirileri
teşekkürler...
fewlive- Süper Forum Bağımlısı
- Mesaj Sayısı : 1106
Forum Puanı : 2914
Rep Puanı : 47
Kayıt tarihi : 12/08/09
Yaş : 41
Nerden :
Geri: Yabancı Şarkıların Türkçe Çevirileri
Mariah Carey - My All
----------------
I am thinking of you
seni düşünüyorum
In my sleepless solitude tonight
ıssız uykusuz gecemde
If it's wrong to love you
eğer seni sevmek yanlış ise
Then my heart just won't let me be right
o zaman kalbim doğru olmama izin vermeyecek
'Cause I've drowned in you
çünkü sende boğuldum
And I won't pull through
ve içinden çıkamıyorum
Without you by my side
yanıbaşımda sen olmadan
Nakarat:
I'd give my all to have
sahip olduğum herşeyi verirdim
Just one more night with you
sadece seninle bir gece daha geçirmek için
I'd risk my life to feel,
hayatımı riske ederdim
Your body next to mine
vücudunu benimkinin yanında hissetmek için
'Cause I can't go on
çünkü devam edemiyorum
Living in the memory of our song
şarkılarımızın hatıralarında yaşamaya
I'd give my all for your love tonight
aşkın için bu gece herşeyimi verirdim
Baby can you feel me
bebeğim, beni hissedebiliyor musun?
Imagining I'm looking in your eyes
gözlerine baktığımı hayal ediyorum
I can see you clearly
seni kolaylıkla görebiliyorum
Vividly emblazoned in my mind
güçlü bi şekilde aklımı çevrelemişsin
And yet you're so far
ve hala çok uzaktasın
Like a distant star
uzak bir yıldız gibi
I'm wishing on tonight
bu gece dilek tutuyorum
Nakarat
----------------
I am thinking of you
seni düşünüyorum
In my sleepless solitude tonight
ıssız uykusuz gecemde
If it's wrong to love you
eğer seni sevmek yanlış ise
Then my heart just won't let me be right
o zaman kalbim doğru olmama izin vermeyecek
'Cause I've drowned in you
çünkü sende boğuldum
And I won't pull through
ve içinden çıkamıyorum
Without you by my side
yanıbaşımda sen olmadan
Nakarat:
I'd give my all to have
sahip olduğum herşeyi verirdim
Just one more night with you
sadece seninle bir gece daha geçirmek için
I'd risk my life to feel,
hayatımı riske ederdim
Your body next to mine
vücudunu benimkinin yanında hissetmek için
'Cause I can't go on
çünkü devam edemiyorum
Living in the memory of our song
şarkılarımızın hatıralarında yaşamaya
I'd give my all for your love tonight
aşkın için bu gece herşeyimi verirdim
Baby can you feel me
bebeğim, beni hissedebiliyor musun?
Imagining I'm looking in your eyes
gözlerine baktığımı hayal ediyorum
I can see you clearly
seni kolaylıkla görebiliyorum
Vividly emblazoned in my mind
güçlü bi şekilde aklımı çevrelemişsin
And yet you're so far
ve hala çok uzaktasın
Like a distant star
uzak bir yıldız gibi
I'm wishing on tonight
bu gece dilek tutuyorum
Nakarat
Euroboy- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 1610
Forum Puanı : 3731
Rep Puanı : 38
Kayıt tarihi : 30/09/09
Yaş : 41
Nerden : İstanbul
Geri: Yabancı Şarkıların Türkçe Çevirileri
Rihanna - Umbrella
-----------
VERSE 1]
You had my heart, and we'll never be worlds apart
Kalbimi çaldın ve asla ayrı dünyalardan olmayacağız
Maybe in magazines, but you'll still be my star
Belki dergilerde olabiliriz, ama benim yıldızım yine de sen olacaksın
Baby cause in the Dark, You can't see shiny Cars
Çünkü bebeğim karanlıkta, parlak arabaları göremezsin
And that's when you need me there
Ve ne zaman bana ihtiyacın olsa
With you i'll always share
Hep seninle paylaşacağım
Because
Çünkü
[CHORUS]
When the sun Shine
Güneş parladığında
We'll shine Together
Biz de birlikte parlayacağız
Told you i'll be here Forever
Söyledim sana, sonsuza dek burada olacağım
Said I'll always be your friend
Dedim ya her zaman dostun olacağım
Took an oath i'm a stick it out till the end
Yemin ettim sonuna dek sözümü tutacağım
Now that it's raining more than ever
Şimdi her zamankinden çok yağıyor yağmur
Know that we'll still have each other
Hala birbirimize sahibiz biliyorum
You can stand under my Umbrella
Şemsiyemin altında durabilirsin
You can stand under my Umbrella
Şemsiyemin altına sığınabilirsin
2x
(Ella ella eh eh eh)
Under my umbrella
Şemsiyemin altına
[VERSE 2]
These fancy things, will never come in between
Bu gösterişli şeyler, asla aramıza giremez
You're part of my entity, Here for Infinity
Varlığımın bir parçasısın, işte sonsuzluk bu
When the war has took it's part
Savaş payını aldığında
When the world has dealt it's cards
Dünya kartlarını oynadığında
If the hand is Hard, Together we'll mend your heart
Eli güçlüyse, yüreğini ikimiz tamir edeceğiz
Because
Çünkü
[CHORUS]
[BRIDGE]
You can run into my Arms
Kollarıma koşabilirsin
It's Okay don't be alarmed
Sorun yok korkma
(Come into Me)
(Gel bana)
(There's no distance in between our love)
Aşkımızda mesafelere yer yok
So Go on and let the Rain pour
O yüzden devam et ve bırak yağsın yağmur
I'll be all you need and more
Ne ararsan bende var ve daha fazlası
Because
Çünkü
[CHORUS]
It's raining
Yağmur yağıyor
Oh baby it's Raining
Bebeğim yağmur yağıyor
baby come into me
Gel bana
Come into me
Bana gel
It's Raining
Yağmur yağıyor
Oh baby it's raining
Bebeğim yağmur yağıyor
You can always come into me
Her zaman bana gelebilirsin
-----------
VERSE 1]
You had my heart, and we'll never be worlds apart
Kalbimi çaldın ve asla ayrı dünyalardan olmayacağız
Maybe in magazines, but you'll still be my star
Belki dergilerde olabiliriz, ama benim yıldızım yine de sen olacaksın
Baby cause in the Dark, You can't see shiny Cars
Çünkü bebeğim karanlıkta, parlak arabaları göremezsin
And that's when you need me there
Ve ne zaman bana ihtiyacın olsa
With you i'll always share
Hep seninle paylaşacağım
Because
Çünkü
[CHORUS]
When the sun Shine
Güneş parladığında
We'll shine Together
Biz de birlikte parlayacağız
Told you i'll be here Forever
Söyledim sana, sonsuza dek burada olacağım
Said I'll always be your friend
Dedim ya her zaman dostun olacağım
Took an oath i'm a stick it out till the end
Yemin ettim sonuna dek sözümü tutacağım
Now that it's raining more than ever
Şimdi her zamankinden çok yağıyor yağmur
Know that we'll still have each other
Hala birbirimize sahibiz biliyorum
You can stand under my Umbrella
Şemsiyemin altında durabilirsin
You can stand under my Umbrella
Şemsiyemin altına sığınabilirsin
2x
(Ella ella eh eh eh)
Under my umbrella
Şemsiyemin altına
[VERSE 2]
These fancy things, will never come in between
Bu gösterişli şeyler, asla aramıza giremez
You're part of my entity, Here for Infinity
Varlığımın bir parçasısın, işte sonsuzluk bu
When the war has took it's part
Savaş payını aldığında
When the world has dealt it's cards
Dünya kartlarını oynadığında
If the hand is Hard, Together we'll mend your heart
Eli güçlüyse, yüreğini ikimiz tamir edeceğiz
Because
Çünkü
[CHORUS]
[BRIDGE]
You can run into my Arms
Kollarıma koşabilirsin
It's Okay don't be alarmed
Sorun yok korkma
(Come into Me)
(Gel bana)
(There's no distance in between our love)
Aşkımızda mesafelere yer yok
So Go on and let the Rain pour
O yüzden devam et ve bırak yağsın yağmur
I'll be all you need and more
Ne ararsan bende var ve daha fazlası
Because
Çünkü
[CHORUS]
It's raining
Yağmur yağıyor
Oh baby it's Raining
Bebeğim yağmur yağıyor
baby come into me
Gel bana
Come into me
Bana gel
It's Raining
Yağmur yağıyor
Oh baby it's raining
Bebeğim yağmur yağıyor
You can always come into me
Her zaman bana gelebilirsin
Euroboy- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 1610
Forum Puanı : 3731
Rep Puanı : 38
Kayıt tarihi : 30/09/09
Yaş : 41
Nerden : İstanbul
Geri: Yabancı Şarkıların Türkçe Çevirileri
Cranberries- Zombie
-----------------------
Another head hangs lowly
Bir kafa daha asıldı düşükçe
Child has slowly taken
Çocuk yavaşça aldı
And the violence caused such silence,
Ve şiddet büyük bir sessizliğe sebep oldu
Who are we mistaken?
Kimde hatalıydık?
But you see, its not me, its not my family
Ama görüyorsun, bu ben değilim, bu ailem değil
In your head, in your head they are fighting
Kafanın içinde, kafanın içinde savaşıyorlar
With their tanks and their bombs
Tanklarıyla ve bombalarıyla
And their bombs and their guns
Ve bombalarıyla ve silahlarıyla
In your head, in your head, they are crying...
Kafanın içinde, kafanın içinde, ağlıyorlar...
[ In your head, in your head
Kafanın içinde, kafanın içinde
Zombie, zombie, zombie
Zombi, zombi, zombi
Hey, hey, hey, whats in your head?
Hey, hey, hey, kafanın içinde ne var?
In your head
Kafanın içinde
Zombie, zombie, zombie?
Zombi, zombi, zombi?
Another mothers breaking
Bir anne daha parçalanıyor
Heart is taking over
Kalp kontrolü ele alıyor
When the violence causes silence
Şiddet sessizliğe sebep olduğunda
We must be mistaken
Hata yapmış olmalıyız
Its the same old theme since 1916
Bu aynı eski konu 1916 dan beri
In your head, in your head theyre still fighting
Kafanın içinde, kafanın içinde hala savaşıyorlar
With their tanks and their bombs
Tanklarıyla ve bombalarıyla
And their bombs and their guns
Ve bomblarıyla ve silahlarıyla
In your head, in your head, they are dying...
Kafanın içinde, kafanın içinde ölüyorlar...
-----------------------
Another head hangs lowly
Bir kafa daha asıldı düşükçe
Child has slowly taken
Çocuk yavaşça aldı
And the violence caused such silence,
Ve şiddet büyük bir sessizliğe sebep oldu
Who are we mistaken?
Kimde hatalıydık?
But you see, its not me, its not my family
Ama görüyorsun, bu ben değilim, bu ailem değil
In your head, in your head they are fighting
Kafanın içinde, kafanın içinde savaşıyorlar
With their tanks and their bombs
Tanklarıyla ve bombalarıyla
And their bombs and their guns
Ve bombalarıyla ve silahlarıyla
In your head, in your head, they are crying...
Kafanın içinde, kafanın içinde, ağlıyorlar...
[ In your head, in your head
Kafanın içinde, kafanın içinde
Zombie, zombie, zombie
Zombi, zombi, zombi
Hey, hey, hey, whats in your head?
Hey, hey, hey, kafanın içinde ne var?
In your head
Kafanın içinde
Zombie, zombie, zombie?
Zombi, zombi, zombi?
Another mothers breaking
Bir anne daha parçalanıyor
Heart is taking over
Kalp kontrolü ele alıyor
When the violence causes silence
Şiddet sessizliğe sebep olduğunda
We must be mistaken
Hata yapmış olmalıyız
Its the same old theme since 1916
Bu aynı eski konu 1916 dan beri
In your head, in your head theyre still fighting
Kafanın içinde, kafanın içinde hala savaşıyorlar
With their tanks and their bombs
Tanklarıyla ve bombalarıyla
And their bombs and their guns
Ve bomblarıyla ve silahlarıyla
In your head, in your head, they are dying...
Kafanın içinde, kafanın içinde ölüyorlar...
Euroboy- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 1610
Forum Puanı : 3731
Rep Puanı : 38
Kayıt tarihi : 30/09/09
Yaş : 41
Nerden : İstanbul
Geri: Yabancı Şarkıların Türkçe Çevirileri
Eminem- Lose Yourself
-------------------------
Look, if you had, one shot; or one opportunity
Bak, eğer tek bir atışın olsaydı; ya da tek bir fırsatın
To seize everything you ever wanted, in one moment
İstediğin her şeyi bir dakikada kapmak için
Would you capture it, or just let it slip
Onu yakalar mıydın? Yoksa kayıp gimesine izin mi verirdin?
yo; His palms are sweaty, knees weak arms are heavy
hey; Avuçları terli, dizleri güçsüz, kolları ağır
Theres vomit on his sweater already, moms spaghetti
Kazağında şimdiden kusmuk var, annesinin spagettisi
Hes nervous, but on the surface he looks calm and ready to drop bombs
Gergin, ama görünüşte sakin ve bombaları bırakmaya hazır
But he keeps on forgetting what he wrote down
Ama yazdıklarını unutmaya devam ediyor
The whole crowd goes so loud
Kalabalık çok ses çıkarıyor
He opens his mouth but the words wont come out
Ağzını açıyor ama sözcükler dışarı çıkmıyor
Hes chokin how, everybodys jokin now
Tıkanıyor, şimdi herkes nasıl da dalga geçiyor
The clocks run out, times up, over, bloah!
Saat işliyor, zaman doldu, bitti, bloa!
Snap back to reality, oh, there goes gravity
Şak diye gerçeğe geri dönüyor, oh, yerçekimi gidiyor
Oh, There goes rabbit he choked, hes so mad but he wont, Give up that easy
Oh, Tavşan gidiyor, tıkandı, çok kızgın ama bu kadar kolay pes etmeyecek
No, he wont have it he knows
Hayır, ona ulaşamayacağını biliyor
His whole backs of these ropes
Sırtı iplerle bağlı
It dont matter hes dope
Önemli değil, o yetenkli
He knows that but hes broke
Bunu biliyor ama o meteliksiz
Hes so stagnant that he knows
Ama o çok durgun, bunu biliyor
When he goes back to this mobile home
Tekrar seyyar evine gittiği zaman
Thats when its back to the lab again, yo,
Yine labaratuarına geri dönüyor, hey,
This whole rap shit he better go capture this moment And hope it dont pass him
Bütün bu rap zımbırtısı, iyisimi bu anı yakalamalı ve onu atlamamasını ummalı
You better lose yourself in the music
İyisimi kaybet kendini müziğin içinde
The moment, you own it, you better never let it go
O ana sahipsin, asla bırakmasan iyi edersin
You only get one shot do not miss your chance to blow
Tek bir atışın var bu şansı boşa harcama
This opportunity comes once in a life-time
Bu fırsat hayatta bir kere gelir
Yo, you better lose yourself in the music
Hey, iyisimi kaybet kendini müziğin içinde
The moment, you own it, you better never let it go
O ana sahipsin, asla bırakmasan iyi edersin
You only get one shot do not miss your chance to blow
Tek bir atışın var bu şansı boşa harcama
This opportunity comes once in a life-time
Bu fırsat hayatta bir kere gelir
Yo, his souls escaping, through this hole that is gaping
Hey, ruhu açılmakta olan bu deliğin içinden kaçıyor
This world is mine for the taking, make me king
Bu dünya almam için beni bekliyor, beni kral yapacak
As we move towarda, new world orda
Yeni bir dünya düzenine doğru ilerlerken
A normal life is boring but superstardoms
Normal bir yaşam sıkıcıdır ama süperstar olmak
Close to postmortum it only grows harder, only grows hotter
Otopsiye yaklaşırken sadece daha zorlaşır, daha sıcaklaşır
He blows its all over, these hoes is all on him
Herşeyi tamamen batırıyor, bu fahişeler onun üzerinde
Coast to coast shows hes known as the globetrotter
Kıyıdan kıyıya şovlar, o dünyayı gezen biri olarak bilinir
Lonely roads god only knows
Yalnız yollar, sadece tanrı bilir
Hes grown farther from home hes no father
O evden uzakta büyüdü, baba değil
He goes home and barely knows his own daughter
Eve gidiyor ve kendi kızını zar zor tanıyor
But hold your nose cause here goes the cold water
Ama burnunu tıka çünkü burdan soğuk su geçiyor
These hoes dont want him no mo hes cold product
Bu kadınlar onu istemiyor hayır anne, o soğuk nevale
They moved on to the next shmoOnlar diğer herife gittiler
Who flows he nose dove, and sold nada
O akıp gidiyor, başaşağı daldı ve hiçbir şey satamadı
So the soap operas told it unfolds
Pembe dizi böyle anlatılır ve açıklar
I suppose its old partner
Sanırım o eski partner
But the beat goes on da da dum da da dum datta
Ama tempo devam eder da da dum da da dum dara
You better lose yourself in the music
İyisimi kaybet kendini müziğin içinde
The moment, you own it, you better never let it go
O ana sahipsin, asla bırakmasan iyi edersin
You only get one shot do not miss your chance to blow
Tek bir atışın var bu şansı boşa harcama
This opportunity comes once in a life-time
Bu fırsat hayatta bir kere gelir
Yo, you better lose yourself in the music
Hey, iyisimi kaybet kendini müziğin içinde
The moment, you own it, you better never let it go
O ana sahipsin, asla bırakmasan iyi edersin
You only get one shot do not miss your chance to blow
Tek bir atışın var bu şansı boşa harcama
This opportunity comes once in a life-time
Bu fırsat hayatta bir kere gelir
Yo, no more games, Ima change what you call rage
Hey, daha fazla oyun yok, moda dediğiniz şeyi değiştireceğim
Tear this mother fuckin roof off like 2 dogs caged
Bu lanet çatıyı kafeslenmiş 2 köpek gibi parçalayacğım
I was playin in the beginning, the mood all changed
Başlangıçta rol yapıyordum, ruh halim tamamen değişti
I been chewed up, and spit out and booed off stage
Çiğnendim, tükürüldüm ve sahneden yuhalanarak indim
But I kept rhymin and step writin the next cypher
Ama kafiye yapmayı sürdürdüm ve sonraki şifreyi yazmaya geçtim
You best believe somebodys payin the pied piper
Bazıları parayı verip düdüğü çalıyor, inansan iyi edersin
All the pain inside amplified by the, fact that I cant get by with my nine to five
İçimdeki tüm acı, dokuz-beş çalışmamla geçinemediğim gerçeğiyle artıyor
And I cant provide the right typea Life for my family
Ve aileme düzgün bir yaşam tarzı sağlayamıyorum
cause man, these goddamn food stamps dont buy diapers
Çünkü dostum, bu allahın belası yemek markalarıyla bebek bezi alınmıyor
And its no movie, theres no Mekhi Phifer
Ve bu bir film değil, burda Mekhi Phifer yok
This is my life and these times are so hard
Bu benim hayatım ve bu zamanlar çok zor
And its getting even harder tryin to feed and water my seed
Ve tohumumu beslemeye ve sulamaya çalışırken daha da zorlaşıyor
Plus Teetertotter caught up between bein a father and a prima donna Baby
Artı, Tahterevalli baba olmakla nazlı bir bebeğin arasında sıkışıyor
Mama dramas screamin on and Too much for me to wanna stay in one spot
Anne dramı çığlık atıyor ve bunlar bu noktada kalmak istemem için çok fazla
Another day of monotony Has gotten me to the point, Im like a snail
Yeni bir tekdüze gün beni salyangoza benzediğim bi noktaya getirdi
Ive got to formulate a plot fore I end up in jail or shot
Hapse düşmeden ya da vurulmadan önce bir plan geliştirmeliyim
Success is my only motherfuckin option, failures not
Başarı benim tek lanet olası seçeneğim, başarısızlık değil
Mom, I love you, but this trailers got to go
Anne seni seviyorum ama bu karavandan gitmeliyim
I cannot grow old in Salems lot
Salemin arsasında yaşlanamam
So here I go its my shot, feet fail me not
İşte gidiyorum bu benim denemem, ayaklarım yüzümü kara çıkarmayın
This maybe the only opportunity that I got
Bu sahip olduğum tek fırsat olabilir
You better lose yourself in the music
İyisimi kaybet kendini müziğin içinde
The moment, you own it, you better never let it go
O ana sahipsin, asla bırakmasan iyi edersin
You only get one shot do not miss your chance to blow
Tek bir atışın var bu şansı boşa harcama
This opportunity comes once in a life-time
Bu fırsat hayatta bir kere gelir
Yo, you better lose yourself in the music
Hey, iyisimi kaybet kendini müziğin içinde
The moment, you own it, you better never let it go
O ana sahipsin, asla bırakmasan iyi edersin
You only get one shot do not miss your chance to blow
Tek bir atışın var bu şansı boşa harcama
This opportunity comes once in a life-time
Bu fırsat hayatta bir kere gelir
Yo, you can do anything you set your mind to man
Hey, kafana koyduğun herşeyi yapabilirsin, dostum
-------------------------
Look, if you had, one shot; or one opportunity
Bak, eğer tek bir atışın olsaydı; ya da tek bir fırsatın
To seize everything you ever wanted, in one moment
İstediğin her şeyi bir dakikada kapmak için
Would you capture it, or just let it slip
Onu yakalar mıydın? Yoksa kayıp gimesine izin mi verirdin?
yo; His palms are sweaty, knees weak arms are heavy
hey; Avuçları terli, dizleri güçsüz, kolları ağır
Theres vomit on his sweater already, moms spaghetti
Kazağında şimdiden kusmuk var, annesinin spagettisi
Hes nervous, but on the surface he looks calm and ready to drop bombs
Gergin, ama görünüşte sakin ve bombaları bırakmaya hazır
But he keeps on forgetting what he wrote down
Ama yazdıklarını unutmaya devam ediyor
The whole crowd goes so loud
Kalabalık çok ses çıkarıyor
He opens his mouth but the words wont come out
Ağzını açıyor ama sözcükler dışarı çıkmıyor
Hes chokin how, everybodys jokin now
Tıkanıyor, şimdi herkes nasıl da dalga geçiyor
The clocks run out, times up, over, bloah!
Saat işliyor, zaman doldu, bitti, bloa!
Snap back to reality, oh, there goes gravity
Şak diye gerçeğe geri dönüyor, oh, yerçekimi gidiyor
Oh, There goes rabbit he choked, hes so mad but he wont, Give up that easy
Oh, Tavşan gidiyor, tıkandı, çok kızgın ama bu kadar kolay pes etmeyecek
No, he wont have it he knows
Hayır, ona ulaşamayacağını biliyor
His whole backs of these ropes
Sırtı iplerle bağlı
It dont matter hes dope
Önemli değil, o yetenkli
He knows that but hes broke
Bunu biliyor ama o meteliksiz
Hes so stagnant that he knows
Ama o çok durgun, bunu biliyor
When he goes back to this mobile home
Tekrar seyyar evine gittiği zaman
Thats when its back to the lab again, yo,
Yine labaratuarına geri dönüyor, hey,
This whole rap shit he better go capture this moment And hope it dont pass him
Bütün bu rap zımbırtısı, iyisimi bu anı yakalamalı ve onu atlamamasını ummalı
You better lose yourself in the music
İyisimi kaybet kendini müziğin içinde
The moment, you own it, you better never let it go
O ana sahipsin, asla bırakmasan iyi edersin
You only get one shot do not miss your chance to blow
Tek bir atışın var bu şansı boşa harcama
This opportunity comes once in a life-time
Bu fırsat hayatta bir kere gelir
Yo, you better lose yourself in the music
Hey, iyisimi kaybet kendini müziğin içinde
The moment, you own it, you better never let it go
O ana sahipsin, asla bırakmasan iyi edersin
You only get one shot do not miss your chance to blow
Tek bir atışın var bu şansı boşa harcama
This opportunity comes once in a life-time
Bu fırsat hayatta bir kere gelir
Yo, his souls escaping, through this hole that is gaping
Hey, ruhu açılmakta olan bu deliğin içinden kaçıyor
This world is mine for the taking, make me king
Bu dünya almam için beni bekliyor, beni kral yapacak
As we move towarda, new world orda
Yeni bir dünya düzenine doğru ilerlerken
A normal life is boring but superstardoms
Normal bir yaşam sıkıcıdır ama süperstar olmak
Close to postmortum it only grows harder, only grows hotter
Otopsiye yaklaşırken sadece daha zorlaşır, daha sıcaklaşır
He blows its all over, these hoes is all on him
Herşeyi tamamen batırıyor, bu fahişeler onun üzerinde
Coast to coast shows hes known as the globetrotter
Kıyıdan kıyıya şovlar, o dünyayı gezen biri olarak bilinir
Lonely roads god only knows
Yalnız yollar, sadece tanrı bilir
Hes grown farther from home hes no father
O evden uzakta büyüdü, baba değil
He goes home and barely knows his own daughter
Eve gidiyor ve kendi kızını zar zor tanıyor
But hold your nose cause here goes the cold water
Ama burnunu tıka çünkü burdan soğuk su geçiyor
These hoes dont want him no mo hes cold product
Bu kadınlar onu istemiyor hayır anne, o soğuk nevale
They moved on to the next shmoOnlar diğer herife gittiler
Who flows he nose dove, and sold nada
O akıp gidiyor, başaşağı daldı ve hiçbir şey satamadı
So the soap operas told it unfolds
Pembe dizi böyle anlatılır ve açıklar
I suppose its old partner
Sanırım o eski partner
But the beat goes on da da dum da da dum datta
Ama tempo devam eder da da dum da da dum dara
You better lose yourself in the music
İyisimi kaybet kendini müziğin içinde
The moment, you own it, you better never let it go
O ana sahipsin, asla bırakmasan iyi edersin
You only get one shot do not miss your chance to blow
Tek bir atışın var bu şansı boşa harcama
This opportunity comes once in a life-time
Bu fırsat hayatta bir kere gelir
Yo, you better lose yourself in the music
Hey, iyisimi kaybet kendini müziğin içinde
The moment, you own it, you better never let it go
O ana sahipsin, asla bırakmasan iyi edersin
You only get one shot do not miss your chance to blow
Tek bir atışın var bu şansı boşa harcama
This opportunity comes once in a life-time
Bu fırsat hayatta bir kere gelir
Yo, no more games, Ima change what you call rage
Hey, daha fazla oyun yok, moda dediğiniz şeyi değiştireceğim
Tear this mother fuckin roof off like 2 dogs caged
Bu lanet çatıyı kafeslenmiş 2 köpek gibi parçalayacğım
I was playin in the beginning, the mood all changed
Başlangıçta rol yapıyordum, ruh halim tamamen değişti
I been chewed up, and spit out and booed off stage
Çiğnendim, tükürüldüm ve sahneden yuhalanarak indim
But I kept rhymin and step writin the next cypher
Ama kafiye yapmayı sürdürdüm ve sonraki şifreyi yazmaya geçtim
You best believe somebodys payin the pied piper
Bazıları parayı verip düdüğü çalıyor, inansan iyi edersin
All the pain inside amplified by the, fact that I cant get by with my nine to five
İçimdeki tüm acı, dokuz-beş çalışmamla geçinemediğim gerçeğiyle artıyor
And I cant provide the right typea Life for my family
Ve aileme düzgün bir yaşam tarzı sağlayamıyorum
cause man, these goddamn food stamps dont buy diapers
Çünkü dostum, bu allahın belası yemek markalarıyla bebek bezi alınmıyor
And its no movie, theres no Mekhi Phifer
Ve bu bir film değil, burda Mekhi Phifer yok
This is my life and these times are so hard
Bu benim hayatım ve bu zamanlar çok zor
And its getting even harder tryin to feed and water my seed
Ve tohumumu beslemeye ve sulamaya çalışırken daha da zorlaşıyor
Plus Teetertotter caught up between bein a father and a prima donna Baby
Artı, Tahterevalli baba olmakla nazlı bir bebeğin arasında sıkışıyor
Mama dramas screamin on and Too much for me to wanna stay in one spot
Anne dramı çığlık atıyor ve bunlar bu noktada kalmak istemem için çok fazla
Another day of monotony Has gotten me to the point, Im like a snail
Yeni bir tekdüze gün beni salyangoza benzediğim bi noktaya getirdi
Ive got to formulate a plot fore I end up in jail or shot
Hapse düşmeden ya da vurulmadan önce bir plan geliştirmeliyim
Success is my only motherfuckin option, failures not
Başarı benim tek lanet olası seçeneğim, başarısızlık değil
Mom, I love you, but this trailers got to go
Anne seni seviyorum ama bu karavandan gitmeliyim
I cannot grow old in Salems lot
Salemin arsasında yaşlanamam
So here I go its my shot, feet fail me not
İşte gidiyorum bu benim denemem, ayaklarım yüzümü kara çıkarmayın
This maybe the only opportunity that I got
Bu sahip olduğum tek fırsat olabilir
You better lose yourself in the music
İyisimi kaybet kendini müziğin içinde
The moment, you own it, you better never let it go
O ana sahipsin, asla bırakmasan iyi edersin
You only get one shot do not miss your chance to blow
Tek bir atışın var bu şansı boşa harcama
This opportunity comes once in a life-time
Bu fırsat hayatta bir kere gelir
Yo, you better lose yourself in the music
Hey, iyisimi kaybet kendini müziğin içinde
The moment, you own it, you better never let it go
O ana sahipsin, asla bırakmasan iyi edersin
You only get one shot do not miss your chance to blow
Tek bir atışın var bu şansı boşa harcama
This opportunity comes once in a life-time
Bu fırsat hayatta bir kere gelir
Yo, you can do anything you set your mind to man
Hey, kafana koyduğun herşeyi yapabilirsin, dostum
Euroboy- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 1610
Forum Puanı : 3731
Rep Puanı : 38
Kayıt tarihi : 30/09/09
Yaş : 41
Nerden : İstanbul
Geri: Yabancı Şarkıların Türkçe Çevirileri
Red Hot Chili Peppers- Californication
-----------------------
Psychic spies from China
Çinden psişik ajanlar
Try to steal your minds elation
akıl saglıgını calmaya calısır
Little girls from Sweden
Dream of silver screen quotations
İsveçten kücük kızlar gümüş ekran piyasalarının hayalini kurar
And if you want these kind of dreams
ve eger sen de böyle bir hayal istiyorsan
Its Californication
bu kalifornyalılaşmak (batılılaşmak da denebilir)
Its the edge of the world
bu dünyanın sınırı
And all of western civilization
ve bütün batı medeniyetinin
The sun may rise in the East
güneş belki dogudan doguyor
At least it settles in the final location
ama en az son noktasında kalıyor
Its understood that Hollywood
sells Californication
bu anlasılabilir,hollywood batılılaşmayı satıyor
Pay your surgeon very well
To break the spell of aging
estetikcine iyi ödeme yap,yaşlanma büyüsünü bozmak için
Celebrity skin is this your chin
ünlü sima,bu senin çenen mi
Or is that war your waging
ya da senin sallanış savasın mı?
[Chorus:]
First born unicorn
ilk dogan tek boynuzlu at
Hard core soft porn
sansürsüz porno
Dream of Californication
batılılaşma hayali
Dream of Californication
batılılaşma hayali
Marry me girl be my fairy to the world
evlen benimle kız, dünyaya karsı perim ol (ya fairy *bne anlamınada gelir..ama hrld burda öyle diildir
Be my very own constellation benim kendi takımyıldızım ol
A teenage bride with a baby inside
bir gelin,karnında bebegiyle
Getting high on information
bilgileniyor
And buy me a star on the boulevard
ve bana bulvardan bir yıldız al
Its Californication
bu batılılaşmak
Space may be the final frontier
uzay belki son sınır olabilir
But its made in a Hollywood basement
ama bu da bir hollywood bodrumunda yapıldı
Cobain can you hear the spheres
Singing songs off station to station
Cobain, istasyon istasyon şarkı söyleyen sınıfları duyabiliyormusun?
And Alderons not far away
ve Alderon uzakta degil
Its Californication
bu batılılaşmak
Born and raised by those who praise
dogdun ve bu övgüler tarafından büyütüldün
Control of population everybodys been there
nüfus kontrolu,herkesin bulundugu
and
I dont mean on vacation
ve bu tatil anlamında degil
[Chorus]
Destruction leads to a very rough road
yıkım cok engebeli bir yola götürüyor
But it also breeds creation
ama aynı zamanda evreni besliyor
And earthquakes are to a girls guitar
ve depremler bir kız gitarı için
Theyre just another good vibration
sadece yeni bir titreşim
And tidal waves couldnt save the world
From Californication
ve gelgit dalgaları dünyayı batılılaşmaktan kurtaramadı
Pay your surgeon very well
estetikcine iyi ödeme yap
To break the spell of aging
yaşlanma büyüsünü bozmak için
Sicker than the rest
kalanından da hasta
There is no test
hiç test yok
But this is what youre craving
ama bu senin can attıgın şey
-----------------------
Psychic spies from China
Çinden psişik ajanlar
Try to steal your minds elation
akıl saglıgını calmaya calısır
Little girls from Sweden
Dream of silver screen quotations
İsveçten kücük kızlar gümüş ekran piyasalarının hayalini kurar
And if you want these kind of dreams
ve eger sen de böyle bir hayal istiyorsan
Its Californication
bu kalifornyalılaşmak (batılılaşmak da denebilir)
Its the edge of the world
bu dünyanın sınırı
And all of western civilization
ve bütün batı medeniyetinin
The sun may rise in the East
güneş belki dogudan doguyor
At least it settles in the final location
ama en az son noktasında kalıyor
Its understood that Hollywood
sells Californication
bu anlasılabilir,hollywood batılılaşmayı satıyor
Pay your surgeon very well
To break the spell of aging
estetikcine iyi ödeme yap,yaşlanma büyüsünü bozmak için
Celebrity skin is this your chin
ünlü sima,bu senin çenen mi
Or is that war your waging
ya da senin sallanış savasın mı?
[Chorus:]
First born unicorn
ilk dogan tek boynuzlu at
Hard core soft porn
sansürsüz porno
Dream of Californication
batılılaşma hayali
Dream of Californication
batılılaşma hayali
Marry me girl be my fairy to the world
evlen benimle kız, dünyaya karsı perim ol (ya fairy *bne anlamınada gelir..ama hrld burda öyle diildir
Be my very own constellation benim kendi takımyıldızım ol
A teenage bride with a baby inside
bir gelin,karnında bebegiyle
Getting high on information
bilgileniyor
And buy me a star on the boulevard
ve bana bulvardan bir yıldız al
Its Californication
bu batılılaşmak
Space may be the final frontier
uzay belki son sınır olabilir
But its made in a Hollywood basement
ama bu da bir hollywood bodrumunda yapıldı
Cobain can you hear the spheres
Singing songs off station to station
Cobain, istasyon istasyon şarkı söyleyen sınıfları duyabiliyormusun?
And Alderons not far away
ve Alderon uzakta degil
Its Californication
bu batılılaşmak
Born and raised by those who praise
dogdun ve bu övgüler tarafından büyütüldün
Control of population everybodys been there
nüfus kontrolu,herkesin bulundugu
and
I dont mean on vacation
ve bu tatil anlamında degil
[Chorus]
Destruction leads to a very rough road
yıkım cok engebeli bir yola götürüyor
But it also breeds creation
ama aynı zamanda evreni besliyor
And earthquakes are to a girls guitar
ve depremler bir kız gitarı için
Theyre just another good vibration
sadece yeni bir titreşim
And tidal waves couldnt save the world
From Californication
ve gelgit dalgaları dünyayı batılılaşmaktan kurtaramadı
Pay your surgeon very well
estetikcine iyi ödeme yap
To break the spell of aging
yaşlanma büyüsünü bozmak için
Sicker than the rest
kalanından da hasta
There is no test
hiç test yok
But this is what youre craving
ama bu senin can attıgın şey
Euroboy- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 1610
Forum Puanı : 3731
Rep Puanı : 38
Kayıt tarihi : 30/09/09
Yaş : 41
Nerden : İstanbul
Geri: Yabancı Şarkıların Türkçe Çevirileri
Shakira -Whever Whenever
-------------------------------
Lucky you were born that far away so
Uzakta doğduğun için şanslısın
We could both make fun of distance
Biz mesafeyle dalga geçerdik
Lucky that I love a foreign land for
Yabancı bir ülkeyi sevdiğim için şanslıyım
The lucky fact of your existence
Gerçekten senin varlığından şanslıyım
Baby I would climb the Andes solely
Benim yalnız And dağlarına tırmanmak
To count the freckles on your body
Vucudundaki çillerin sayısını saymak
Never could imagine there were only
Asla tek olmak hayal edilemez
Ten Million ways to love somebody
Birini sevmek için on milyon yol vardır
Le ro lo le lo le, Le ro lo le lo le
Can't you see
Görmüyormusun
I'm at your feet
Ben,ayaklarındayım
Whenever, wherever
Her zaman , her yerde
We're meant to be together
Birlikte devam ederiz
I'll be there and you'll be near
Ben, orada olacağım, ve sen, yakın olacaksın
And that's the deal my dear
Ve bu anlaşmadır tatlım
Thereover, hereunder
Orada üzerinde,Burada altında
You'll never have to wonder
Asla, merak etmek zorunda olmayacaksın
We can always play by ear
Her zaman ezbere oynuyoruz
But that's the deal my dear
Ama bu anlaşmadır tatlım
Lucky that my lips not only mumble
Dudaklarım gevelemediğinden şanslıyım
They spill kisses like a fountain
Onlar, bir çeşme gibi öpücükleri dökerler
Lucky that my breasts are small and humble
Göğüslerim küçük ve alçak gönüllü olduğundan şanslıyım
So you don't confuse them with mountains
Bu yüzden dağlarla onları karıştıramazsın
Lucky I have strong legs like my mother
Annem gibi güçlü bacaklarım olduğundan şanslıyım
To run for cover when I need it
Yol almak için koşuyorum buna ihtiyaç duyuyorum
And these two eyes that for no other
Ve hiçbir değeri olmayan bu iki göz
The day you leave will cry a river
Bir gün ayrıldığında bir ırmak kadar ağlayacak
e ro lo le lo le, Le ro lo le lo le
Can't you see
Görmüyormusun
I'm at your feet
Ben, senin ayaklarındayım
Whenever, wherever
Her zaman , her yerde
We're meant to be together
Birlikte devam ederiz
I'll be there and you'll be near
Ben, orada olacağım, ve sen, yakın olacaksın
And that's the deal my dear
Ve bu anlaşmadır tatlım
Thereover, hereunder
Orada üzerinde,Burada altında
You'll never have to wonder
Asla, merak etmek zorunda olmayacaksın
We can always play by ear
Her zaman ezbere oynuyoruz
But that's the deal my dear
Ama bu anlaşmadır tatlım
Le ro le le lo le, Le ro le le lo le
Think out loud
Yüksek sesli düşün
Say it again
Tekrar söyle
Le ro lo le lo le lo le
Tell me one more time
Bir kez daha söyle
That you'll live
Yaşacağını
Lost in my eyes
Kaybettiğin gözlerimde
Whenever, wherever
Her zaman , her yerde
We're meant to be together
Birlikte devam ederiz
I'll be there and you'll be near
Ben, orada olacağım, ve sen, yakın olacaksın
And that's the deal my dear
Ve bu anlaşmadır tatlım
Thereover, hereunder
Orada üzerinde,Burada altında
You've got me head over heels
There's nothing left to fear
Korkmak için hiçbirşey yok
If you really feel the way I feel
Eğer gerçekten hissetiğim gibi hissediyorsan
-------------------------------
Lucky you were born that far away so
Uzakta doğduğun için şanslısın
We could both make fun of distance
Biz mesafeyle dalga geçerdik
Lucky that I love a foreign land for
Yabancı bir ülkeyi sevdiğim için şanslıyım
The lucky fact of your existence
Gerçekten senin varlığından şanslıyım
Baby I would climb the Andes solely
Benim yalnız And dağlarına tırmanmak
To count the freckles on your body
Vucudundaki çillerin sayısını saymak
Never could imagine there were only
Asla tek olmak hayal edilemez
Ten Million ways to love somebody
Birini sevmek için on milyon yol vardır
Le ro lo le lo le, Le ro lo le lo le
Can't you see
Görmüyormusun
I'm at your feet
Ben,ayaklarındayım
Whenever, wherever
Her zaman , her yerde
We're meant to be together
Birlikte devam ederiz
I'll be there and you'll be near
Ben, orada olacağım, ve sen, yakın olacaksın
And that's the deal my dear
Ve bu anlaşmadır tatlım
Thereover, hereunder
Orada üzerinde,Burada altında
You'll never have to wonder
Asla, merak etmek zorunda olmayacaksın
We can always play by ear
Her zaman ezbere oynuyoruz
But that's the deal my dear
Ama bu anlaşmadır tatlım
Lucky that my lips not only mumble
Dudaklarım gevelemediğinden şanslıyım
They spill kisses like a fountain
Onlar, bir çeşme gibi öpücükleri dökerler
Lucky that my breasts are small and humble
Göğüslerim küçük ve alçak gönüllü olduğundan şanslıyım
So you don't confuse them with mountains
Bu yüzden dağlarla onları karıştıramazsın
Lucky I have strong legs like my mother
Annem gibi güçlü bacaklarım olduğundan şanslıyım
To run for cover when I need it
Yol almak için koşuyorum buna ihtiyaç duyuyorum
And these two eyes that for no other
Ve hiçbir değeri olmayan bu iki göz
The day you leave will cry a river
Bir gün ayrıldığında bir ırmak kadar ağlayacak
e ro lo le lo le, Le ro lo le lo le
Can't you see
Görmüyormusun
I'm at your feet
Ben, senin ayaklarındayım
Whenever, wherever
Her zaman , her yerde
We're meant to be together
Birlikte devam ederiz
I'll be there and you'll be near
Ben, orada olacağım, ve sen, yakın olacaksın
And that's the deal my dear
Ve bu anlaşmadır tatlım
Thereover, hereunder
Orada üzerinde,Burada altında
You'll never have to wonder
Asla, merak etmek zorunda olmayacaksın
We can always play by ear
Her zaman ezbere oynuyoruz
But that's the deal my dear
Ama bu anlaşmadır tatlım
Le ro le le lo le, Le ro le le lo le
Think out loud
Yüksek sesli düşün
Say it again
Tekrar söyle
Le ro lo le lo le lo le
Tell me one more time
Bir kez daha söyle
That you'll live
Yaşacağını
Lost in my eyes
Kaybettiğin gözlerimde
Whenever, wherever
Her zaman , her yerde
We're meant to be together
Birlikte devam ederiz
I'll be there and you'll be near
Ben, orada olacağım, ve sen, yakın olacaksın
And that's the deal my dear
Ve bu anlaşmadır tatlım
Thereover, hereunder
Orada üzerinde,Burada altında
You've got me head over heels
There's nothing left to fear
Korkmak için hiçbirşey yok
If you really feel the way I feel
Eğer gerçekten hissetiğim gibi hissediyorsan
Euroboy- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 1610
Forum Puanı : 3731
Rep Puanı : 38
Kayıt tarihi : 30/09/09
Yaş : 41
Nerden : İstanbul
Geri: Yabancı Şarkıların Türkçe Çevirileri
Britney Spears -Womanizer
Where you from how's it going?
Neredensin nasıl gidiyor?
I know you
Seni tanıyorum
Gotta clue what you're doing?
İpucu vermelisin ne yapıyorsun?
You can play brand new to all the other chicks out here
Buradaki tüm piliçlerle yeniymiş gibi oynayabilirsin
But I know what you are what you are baby
Fakat senin ne olduğunu ne olduğunu biliyorum bebeğim
Look at you
Sana bakıyorum
Gettin' more than just re-up
Sadece yükselmekten fazlasını alıyorum
Baby you
Bebeğim sen
Got all the puppets with their strings up
Tüm kuklalara ipleriyle sahipsin
Fakin' like a good one but I call 'em like I see 'em
İyi biri gibi davranıyor fakat onları görüyormuşum gibi çağırıyorum
I know what you are what you are baby
Senin ne olduğunu ne olduğunu biliyorum bebeğim
Womanizer Woman-Womanizer you're a Womanizer
Zampara zampara zamparasın
Oh Womanizer oh you're a Womanizer baby
oh zamparasın Oh zamparasın bebeğim
You-you-you are
Sen-sen-sen
You-you-you are
Sen-sen-sen
Womanizer Womanizer Womanizer
Zamparasın zamparasın zamparasın
Boy don't try to front
Hareket etmeye kalkma
I know just what you are
Senin ne olduğunu biliyorum
Boy don't try to front
Hareket etmeye kalkma
I know just what you are
Senin ne olduğunu biliyorum
Womanizer Woman-Womanizer you're a Womanizer
Zampara zampara zamparasın
Oh Womanizer oh you're a Womanizer baby
oh zamparasın Oh zamparasın bebeğim
You-you-you are
Sen-sen-sen
You-you-you are
Sen-sen-sen
Womanizer Womanizer Womanizer
Zamparasın zamparasın zamparasın
Daddy-O
O Babalık!
You got the swagger of champions
Sen kasıntıların şampiyonuna sahipsin
Too bad for you
Senin için çok kötü
Just can't find the right companion
Doğru arkadaşı bulamadın
I guess when you have one too many makes it hard
Sanırım çok fazlasına sahip olduğunda zorlaşıyor
It could be easy but that's who you are baby
Kolay olabilirdi fakat bu senin kim olduğun bebeğim
Lollipop
Lolipop
Must mistake me as a sucker
Bana bir budala gibi hata yapma
To think that I
Düşünmek için
Would be a victim not another
Benim bir kurban olduğumu başkası değil
Say it play it how you wanna
Söyle nasıl istersen öyle oyna
But no way I'm ever gonna fall for you never you baby
Fakat senin için düşmemin imkanı yok asla sen değil bebeğim
Womanizer Woman-Womanizer you're a Womanizer
Zampara zampara zamparasın
Oh Womanizer oh you're a Womanizer baby
oh zamparasın Oh zamparasın bebeğim
You-you-you are
Sen-sen-sen
You-you-you are
Sen-sen-sen
Womanizer Womanizer Womanizer
Zamparasın zamparasın zamparasın
Boy don't try to front
Hareket etmeye kalkma
I know just what you are
Senin ne olduğunu biliyorum
Boy don't try to front
Hareket etmeye kalkma
I know just what you are
Senin ne olduğunu biliyorum
Womanizer Woman-Womanizer you're a Womanizer
Zampara zampara zamparasın
Oh Womanizer oh you're a Womanizer baby
oh zamparasın Oh zamparasın bebeğim
You-you-you are
Sen-sen-sen
You-you-you are
Sen-sen-sen
Womanizer Womanizer Womanizer
Zamparasın zamparasın zamparasın
Maybe if we both lived in a different world
Belki de ikimiz de farklı dünyalarda yaşadık
It would be all good and maybe I could be ya girl
Herşey iyi olabilirdi ve belki senin kızın olabilirdim
But I can't 'cause we don't
Fakat olamam çünkü değiliz.
Where you from how's it going?
Neredensin nasıl gidiyor?
I know you
Seni tanıyorum
Gotta clue what you're doing?
İpucu vermelisin ne yapıyorsun?
You can play brand new to all the other chicks out here
Buradaki tüm piliçlerle yeniymiş gibi oynayabilirsin
But I know what you are what you are baby
Fakat senin ne olduğunu ne olduğunu biliyorum bebeğim
Look at you
Sana bakıyorum
Gettin' more than just re-up
Sadece yükselmekten fazlasını alıyorum
Baby you
Bebeğim sen
Got all the puppets with their strings up
Tüm kuklalara ipleriyle sahipsin
Fakin' like a good one but I call 'em like I see 'em
İyi biri gibi davranıyor fakat onları görüyormuşum gibi çağırıyorum
I know what you are what you are baby
Senin ne olduğunu ne olduğunu biliyorum bebeğim
Womanizer Woman-Womanizer you're a Womanizer
Zampara zampara zamparasın
Oh Womanizer oh you're a Womanizer baby
oh zamparasın Oh zamparasın bebeğim
You-you-you are
Sen-sen-sen
You-you-you are
Sen-sen-sen
Womanizer Womanizer Womanizer
Zamparasın zamparasın zamparasın
Boy don't try to front
Hareket etmeye kalkma
I know just what you are
Senin ne olduğunu biliyorum
Boy don't try to front
Hareket etmeye kalkma
I know just what you are
Senin ne olduğunu biliyorum
Womanizer Woman-Womanizer you're a Womanizer
Zampara zampara zamparasın
Oh Womanizer oh you're a Womanizer baby
oh zamparasın Oh zamparasın bebeğim
You-you-you are
Sen-sen-sen
You-you-you are
Sen-sen-sen
Womanizer Womanizer Womanizer
Zamparasın zamparasın zamparasın
Daddy-O
O Babalık!
You got the swagger of champions
Sen kasıntıların şampiyonuna sahipsin
Too bad for you
Senin için çok kötü
Just can't find the right companion
Doğru arkadaşı bulamadın
I guess when you have one too many makes it hard
Sanırım çok fazlasına sahip olduğunda zorlaşıyor
It could be easy but that's who you are baby
Kolay olabilirdi fakat bu senin kim olduğun bebeğim
Lollipop
Lolipop
Must mistake me as a sucker
Bana bir budala gibi hata yapma
To think that I
Düşünmek için
Would be a victim not another
Benim bir kurban olduğumu başkası değil
Say it play it how you wanna
Söyle nasıl istersen öyle oyna
But no way I'm ever gonna fall for you never you baby
Fakat senin için düşmemin imkanı yok asla sen değil bebeğim
Womanizer Woman-Womanizer you're a Womanizer
Zampara zampara zamparasın
Oh Womanizer oh you're a Womanizer baby
oh zamparasın Oh zamparasın bebeğim
You-you-you are
Sen-sen-sen
You-you-you are
Sen-sen-sen
Womanizer Womanizer Womanizer
Zamparasın zamparasın zamparasın
Boy don't try to front
Hareket etmeye kalkma
I know just what you are
Senin ne olduğunu biliyorum
Boy don't try to front
Hareket etmeye kalkma
I know just what you are
Senin ne olduğunu biliyorum
Womanizer Woman-Womanizer you're a Womanizer
Zampara zampara zamparasın
Oh Womanizer oh you're a Womanizer baby
oh zamparasın Oh zamparasın bebeğim
You-you-you are
Sen-sen-sen
You-you-you are
Sen-sen-sen
Womanizer Womanizer Womanizer
Zamparasın zamparasın zamparasın
Maybe if we both lived in a different world
Belki de ikimiz de farklı dünyalarda yaşadık
It would be all good and maybe I could be ya girl
Herşey iyi olabilirdi ve belki senin kızın olabilirdim
But I can't 'cause we don't
Fakat olamam çünkü değiliz.
Euroboy- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 1610
Forum Puanı : 3731
Rep Puanı : 38
Kayıt tarihi : 30/09/09
Yaş : 41
Nerden : İstanbul
Geri: Yabancı Şarkıların Türkçe Çevirileri
Bob Marley- No Women No Cry
---------------------------------
No woman no cry.
Ağlama kadın ağlama
No woman no cry
Ağlama kadın ağlama
No woman no cry.
Ağlama kadın ağlama
No woman no cry.
Ağlama kadın ağlama
Say I remember when we used to sit
Oturduğumuzu hatırladığımı söyle
in the government yard in Trenchtown.
Trenctowndaki hükümet sahasında
Observing all the hypocrites
İkiyüzlüleri gözlerdik
as theyd mingle with the good people we met.
Tanıdığımız iyi insanları aralarına katarken
Good friends we had and good friends we lost
Sahip olduğumuz iyi arkadaşlar ve kaybettiğimiz iyi arkadaşlar
along the way.
Yol boyunca
In this bright future you can forget your past.
Geçmişini unutabilirsin bu parlak gelecekte
So dry your tears I say.
Böylece gözyaşların kurur söylediğim gibi
No woman no cry.
Ağlama kadın ağlama
No woman no cry.
Ağlama kadın ağlama
Hey little darling dont shed no tears
Dökme gözyaşlarını küçük kardeşim
No woman no cry.
Ağlama kadın ağlama
I remember when we used to sit
Oturduğumuzu hatırlıyorum
in the government yard in Trenchtown.
Trenctowndaki hükümet sahasında
And then Georgie would make a fire light
Ve sonra Georgie ateş yakmak istedi
as it was love wood burning through the night.
Gece boyunca yanan odunlar güzeldi
And we would cook wholemeal porridge
Ve ekmek lapası pişirmek istedik
of which Id share with you.
Paylaştığımız ekmeklerden
My feet is my only carriage so Ive got to push on through.
Benim arabam ayaklarımdır böylece uçtan uca ilerlerim
But while Im gone (I mean it)
Ama ben giderken (anladım)
evrythings gonna be allright
Her şey yoluna girecek
evrythings gonna be allright
Her şey yoluna girecek
evrythings gonna be allright
Her şey yoluna girecek
evrythings gonna be allright
Her şey yoluna girecek
evrythings gonna be allright
Her şey yoluna girecek
evrythings gonna be allright
Her şey yoluna girecek
evrythings gonna be allright
Her şey yoluna girecek
evrythings gonna be allright
Her şey yoluna girecek
No woman no cry.
Ağlama kadın ağlama
No woman no cry.
Ağlama kadın ağlama
Oh my little sister dont shed no tears.
Dökme gözyaşlarını küçük kardeşim
No woman no cry.
Ağlama kadın ağlama
---------------------------------
No woman no cry.
Ağlama kadın ağlama
No woman no cry
Ağlama kadın ağlama
No woman no cry.
Ağlama kadın ağlama
No woman no cry.
Ağlama kadın ağlama
Say I remember when we used to sit
Oturduğumuzu hatırladığımı söyle
in the government yard in Trenchtown.
Trenctowndaki hükümet sahasında
Observing all the hypocrites
İkiyüzlüleri gözlerdik
as theyd mingle with the good people we met.
Tanıdığımız iyi insanları aralarına katarken
Good friends we had and good friends we lost
Sahip olduğumuz iyi arkadaşlar ve kaybettiğimiz iyi arkadaşlar
along the way.
Yol boyunca
In this bright future you can forget your past.
Geçmişini unutabilirsin bu parlak gelecekte
So dry your tears I say.
Böylece gözyaşların kurur söylediğim gibi
No woman no cry.
Ağlama kadın ağlama
No woman no cry.
Ağlama kadın ağlama
Hey little darling dont shed no tears
Dökme gözyaşlarını küçük kardeşim
No woman no cry.
Ağlama kadın ağlama
I remember when we used to sit
Oturduğumuzu hatırlıyorum
in the government yard in Trenchtown.
Trenctowndaki hükümet sahasında
And then Georgie would make a fire light
Ve sonra Georgie ateş yakmak istedi
as it was love wood burning through the night.
Gece boyunca yanan odunlar güzeldi
And we would cook wholemeal porridge
Ve ekmek lapası pişirmek istedik
of which Id share with you.
Paylaştığımız ekmeklerden
My feet is my only carriage so Ive got to push on through.
Benim arabam ayaklarımdır böylece uçtan uca ilerlerim
But while Im gone (I mean it)
Ama ben giderken (anladım)
evrythings gonna be allright
Her şey yoluna girecek
evrythings gonna be allright
Her şey yoluna girecek
evrythings gonna be allright
Her şey yoluna girecek
evrythings gonna be allright
Her şey yoluna girecek
evrythings gonna be allright
Her şey yoluna girecek
evrythings gonna be allright
Her şey yoluna girecek
evrythings gonna be allright
Her şey yoluna girecek
evrythings gonna be allright
Her şey yoluna girecek
No woman no cry.
Ağlama kadın ağlama
No woman no cry.
Ağlama kadın ağlama
Oh my little sister dont shed no tears.
Dökme gözyaşlarını küçük kardeşim
No woman no cry.
Ağlama kadın ağlama
Euroboy- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 1610
Forum Puanı : 3731
Rep Puanı : 38
Kayıt tarihi : 30/09/09
Yaş : 41
Nerden : İstanbul
Geri: Yabancı Şarkıların Türkçe Çevirileri
Pink Floyd- Comfortably Numb
--------------------
Hello?
Merhaba?
is there anybody in there?
Orada biri var mı?
just nod if you can hear me
Eğer beni duyuyorsan sadece başını salla
is there anyone home?
Evde biri var mı?
come on, now
Hadi ama yapma,şimdi
i hear youre feeling down.
Duyduğuma göre iyi değilmişsin.
well i can ease your pain
pekala, acını hafifletebilirim.
get you on your feet again.
Ayaklarını tekrar yere bastırabilirim.
relax.
Rahatla
i need some information first.
İlk önce bazı bilgiye ihtiyacım var.
just the basic facts:
Sadece temel gerçekler:
can you show me where it hurts?
Bana nerenin acıdığını gösterebilir misin?
there is no pain, you are receding.
hiç acı yok, uzaklaşıyorsun
a distant ships smoke on the horizon.
ufukta kaybolan geminin dumanından
you are only coming through in waves.
Sen sadece dalgaları aşıp gelebilirsin.
your lips move but i cant hear what youre sayin.
dudakların kıpırdasa da duyamıyorum ne dediğini.
when i was a child i had a fever.
Çocukluğumda ateşim çıktığında.
my hands felt just like two balloons.
Elim sanki iki balon gibi şişmişti.
now i got that feeling once again.
Şimdi aynı duyguyu yine yaşıyorum.
i cant explain, you would not understand.
Açıklayamam , anlayamazsın.
this is not how i am.
Bu ben değilim.
i have become comfortably numb.
Son zamanlarda rahatça uyuşmuş biri oldum.
ok.
Tamam.
just a little pinprick.
Sadece ufak bir iğne deliği
therell be no more.
başka bir şey olmayacak
Screams
Çığlıklar
but you may feel a little sick
Fakat kendini biraz kötü hissedebilirsin.
can you stand up?
Ayağa kalkabilirmisin?
i do believe its working. good.
Sanırım işe yaradı.güzel.
thatll keep you going for the show
Bu gösteriye devam etmeni sağlayacak.
come on its time to go.
Hadi gitme zamanı geldi.
there is no pain, you are receding.
hiç acı yok, uzaklaşıyorsun
a distant ships smoke on the horizon.
ufukta kaybolan geminin dumanından
you are only coming through in waves.
Sen sadece dalgaları aşıp gelebilirsin.
your lips move but i cant hear what youre sayin.
dudakların kıpırdasa da duyamıyorum ne dediğini.
when i was a child i caught a fleeting glimpse,
çocukluğumda hızlı ani bir bakış yakalamıştım,
out of the corner of my eye.
Gözümün ucuyla
i turned to look but it was gone.
Ama tekrar baktığımda gitmişti.
i cannot put my finger on it now.
Şimdi parmaklarımı onun üzerine koyamıyorum.
the child is grown, the dream is gone
O çocuk büyüdü ve Rüya bitti.
i have become comfortably numb.
Rahatça uyuşmuş biri oldum.
--------------------
Hello?
Merhaba?
is there anybody in there?
Orada biri var mı?
just nod if you can hear me
Eğer beni duyuyorsan sadece başını salla
is there anyone home?
Evde biri var mı?
come on, now
Hadi ama yapma,şimdi
i hear youre feeling down.
Duyduğuma göre iyi değilmişsin.
well i can ease your pain
pekala, acını hafifletebilirim.
get you on your feet again.
Ayaklarını tekrar yere bastırabilirim.
relax.
Rahatla
i need some information first.
İlk önce bazı bilgiye ihtiyacım var.
just the basic facts:
Sadece temel gerçekler:
can you show me where it hurts?
Bana nerenin acıdığını gösterebilir misin?
there is no pain, you are receding.
hiç acı yok, uzaklaşıyorsun
a distant ships smoke on the horizon.
ufukta kaybolan geminin dumanından
you are only coming through in waves.
Sen sadece dalgaları aşıp gelebilirsin.
your lips move but i cant hear what youre sayin.
dudakların kıpırdasa da duyamıyorum ne dediğini.
when i was a child i had a fever.
Çocukluğumda ateşim çıktığında.
my hands felt just like two balloons.
Elim sanki iki balon gibi şişmişti.
now i got that feeling once again.
Şimdi aynı duyguyu yine yaşıyorum.
i cant explain, you would not understand.
Açıklayamam , anlayamazsın.
this is not how i am.
Bu ben değilim.
i have become comfortably numb.
Son zamanlarda rahatça uyuşmuş biri oldum.
ok.
Tamam.
just a little pinprick.
Sadece ufak bir iğne deliği
therell be no more.
başka bir şey olmayacak
Screams
Çığlıklar
but you may feel a little sick
Fakat kendini biraz kötü hissedebilirsin.
can you stand up?
Ayağa kalkabilirmisin?
i do believe its working. good.
Sanırım işe yaradı.güzel.
thatll keep you going for the show
Bu gösteriye devam etmeni sağlayacak.
come on its time to go.
Hadi gitme zamanı geldi.
there is no pain, you are receding.
hiç acı yok, uzaklaşıyorsun
a distant ships smoke on the horizon.
ufukta kaybolan geminin dumanından
you are only coming through in waves.
Sen sadece dalgaları aşıp gelebilirsin.
your lips move but i cant hear what youre sayin.
dudakların kıpırdasa da duyamıyorum ne dediğini.
when i was a child i caught a fleeting glimpse,
çocukluğumda hızlı ani bir bakış yakalamıştım,
out of the corner of my eye.
Gözümün ucuyla
i turned to look but it was gone.
Ama tekrar baktığımda gitmişti.
i cannot put my finger on it now.
Şimdi parmaklarımı onun üzerine koyamıyorum.
the child is grown, the dream is gone
O çocuk büyüdü ve Rüya bitti.
i have become comfortably numb.
Rahatça uyuşmuş biri oldum.
Euroboy- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 1610
Forum Puanı : 3731
Rep Puanı : 38
Kayıt tarihi : 30/09/09
Yaş : 41
Nerden : İstanbul
Geri: Yabancı Şarkıların Türkçe Çevirileri
Madonna -Frozen
---------------------------
You only see what your eyes want to see
sadece görmek istediklerini görüyorsun
How can i feel what you want it to be
ne olmasını istediğini nasıl hissedebilirim
Youre frozen when your hearts not open
kalbin açık değilken donuyorsun(taşlaşıyorsun)
Youre so consumed with how much you get
aldığın kadarıyla bitirilmişsin
You waste your time with hate and regret
zamanını pişmanlık ve nefretle harcıyorsun
Youre broken when your hearts not open
kalbin açık değilken bozuksun
Mmm-mm-mm... If I could melt your heart
Mmm-mm-mm... eğer kalbini eritirsem
Mmm-mm-mm... Wed never be apart
Mmm-mm-mm... asla ayrı düşmeyiz
Mmm-mm-mm... Give yourself to me
Mmm-mm-mm... kendini bana ver
Mmm-mm-mm... You are the key
Mmm-mm-mm... sen çözümsün.
Now theres no point in placing the blame
şimdi suçlamanın bir anlamı yok
And you should know Id suffer the same
ve bilmelisin ben de aynı şeyden acı çekeceğim
If I lose you, my heart will be broken
eğer seni kaybedersem,kalbim kırılır
Love is a bird, she needs to fly
aşk bir kuştur,uçmaya ihtiyacı var.
Let all the hurt inside you die
ölürsen içimde oluşacak acıyı düşün
Youre frozen when your hearts not open
kalbin açık değilken donuyorsun(taşlaşıyorsun)
Mmm-mm-mm... If I could melt your heart
Mmm-mm-mm... eğer kalbini eritirsem
Mmm-mm-mm... Wed never be apart
Mmm-mm-mm... asla ayrı düşmeyiz
Mmm-mm-mm... Give yourself to me
Mmm-mm-mm... kendini bana ver
Mmm-mm-mm... You are the key
Mmm-mm-mm... sen çözümsün.
You only see what your eyes want to see
sadece görmek istediklerini görüyorsun
How can life be what you want it to be
hayat senin istediğin gibi nasıl olabilir
Youre frozen when your hearts not open
kalbin açık değilken sen donuyorsun(taşlaşıyorsun)
Mmm-mm-mm... If I could melt your heart
Mmm-mm-mm... eğer kalbini eritirsem
Mmm-mm-mm... Wed never be apart
Mmm-mm-mm... asla ayrı düşmeyiz
Mmm-mm-mm... Give yourself to me
Mmm-mm-mm... kendini bana ver
Mmm-mm-mm... You are the key
Mmm-mm-mm... sen çözümsün.
Mmm-mm-mm... If I could melt your heart
Mmm-mm-mm... eğer kalbini eritirsem
Mmm-mm-mm... Wed never be apart
Mmm-mm-mm... asla ayrı düşmeyiz
Mmm-mm-mm... Give yourself to me
Mmm-mm-mm... kendini bana ver
Mmm-mm-mm... You are the key
Mmm-mm-mm... sen çözümsün.
If I could melt your heart
eğer kalbini eritebilseydim..
---------------------------
You only see what your eyes want to see
sadece görmek istediklerini görüyorsun
How can i feel what you want it to be
ne olmasını istediğini nasıl hissedebilirim
Youre frozen when your hearts not open
kalbin açık değilken donuyorsun(taşlaşıyorsun)
Youre so consumed with how much you get
aldığın kadarıyla bitirilmişsin
You waste your time with hate and regret
zamanını pişmanlık ve nefretle harcıyorsun
Youre broken when your hearts not open
kalbin açık değilken bozuksun
Mmm-mm-mm... If I could melt your heart
Mmm-mm-mm... eğer kalbini eritirsem
Mmm-mm-mm... Wed never be apart
Mmm-mm-mm... asla ayrı düşmeyiz
Mmm-mm-mm... Give yourself to me
Mmm-mm-mm... kendini bana ver
Mmm-mm-mm... You are the key
Mmm-mm-mm... sen çözümsün.
Now theres no point in placing the blame
şimdi suçlamanın bir anlamı yok
And you should know Id suffer the same
ve bilmelisin ben de aynı şeyden acı çekeceğim
If I lose you, my heart will be broken
eğer seni kaybedersem,kalbim kırılır
Love is a bird, she needs to fly
aşk bir kuştur,uçmaya ihtiyacı var.
Let all the hurt inside you die
ölürsen içimde oluşacak acıyı düşün
Youre frozen when your hearts not open
kalbin açık değilken donuyorsun(taşlaşıyorsun)
Mmm-mm-mm... If I could melt your heart
Mmm-mm-mm... eğer kalbini eritirsem
Mmm-mm-mm... Wed never be apart
Mmm-mm-mm... asla ayrı düşmeyiz
Mmm-mm-mm... Give yourself to me
Mmm-mm-mm... kendini bana ver
Mmm-mm-mm... You are the key
Mmm-mm-mm... sen çözümsün.
You only see what your eyes want to see
sadece görmek istediklerini görüyorsun
How can life be what you want it to be
hayat senin istediğin gibi nasıl olabilir
Youre frozen when your hearts not open
kalbin açık değilken sen donuyorsun(taşlaşıyorsun)
Mmm-mm-mm... If I could melt your heart
Mmm-mm-mm... eğer kalbini eritirsem
Mmm-mm-mm... Wed never be apart
Mmm-mm-mm... asla ayrı düşmeyiz
Mmm-mm-mm... Give yourself to me
Mmm-mm-mm... kendini bana ver
Mmm-mm-mm... You are the key
Mmm-mm-mm... sen çözümsün.
Mmm-mm-mm... If I could melt your heart
Mmm-mm-mm... eğer kalbini eritirsem
Mmm-mm-mm... Wed never be apart
Mmm-mm-mm... asla ayrı düşmeyiz
Mmm-mm-mm... Give yourself to me
Mmm-mm-mm... kendini bana ver
Mmm-mm-mm... You are the key
Mmm-mm-mm... sen çözümsün.
If I could melt your heart
eğer kalbini eritebilseydim..
Euroboy- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 1610
Forum Puanı : 3731
Rep Puanı : 38
Kayıt tarihi : 30/09/09
Yaş : 41
Nerden : İstanbul
Geri: Yabancı Şarkıların Türkçe Çevirileri
emeği geçen herkese teşekkürler...
fewlive- Süper Forum Bağımlısı
- Mesaj Sayısı : 1106
Forum Puanı : 2914
Rep Puanı : 47
Kayıt tarihi : 12/08/09
Yaş : 41
Nerden :
Similar topics
» Modern Talking - Türkçe Şarkı Sözleri
» Bad Boys Blue - Türkçe Şarkı Sözleri
» Pet Shop Boys - Türkçe Şarkı Sözleri
» 80'li Yıllara Ait Yararlı Linkler (Türk Forumları Dışında)
» Bad Boys Blue - Türkçe Şarkı Sözleri
» Pet Shop Boys - Türkçe Şarkı Sözleri
» 80'li Yıllara Ait Yararlı Linkler (Türk Forumları Dışında)
Forum Seksenler :: Konu Dışı :: Müzik
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Paz Kas. 16, 2014 12:25 am tarafından extremeways
» Yeni Bölüm İstekleri
C.tesi Kas. 30, 2013 7:16 pm tarafından ozgerdeem
» ••• NightHawk 80ler Kosesi •••
Cuma Ağus. 17, 2012 3:22 am tarafından Thekarra70
» Dieter Bohlen - Şarkı Listesi
Ptsi Tem. 09, 2012 3:34 pm tarafından MTAdmin
» '80'ler Mp3'leri
Perş. Tem. 05, 2012 10:20 pm tarafından ozgurbilge
» Alphaville Mp3'leri
Perş. Tem. 05, 2012 10:17 pm tarafından ozgurbilge
» Blue System Videoları
Cuma Haz. 15, 2012 10:29 pm tarafından DiBohlen
» Giorgio Moroder Mp3'leri
Perş. Ocak 05, 2012 9:02 pm tarafından manyuka
» '80'ler Videoları
Paz Kas. 06, 2011 11:19 pm tarafından kiraz61