Forum Seksenler
Forumumuzdan yararlanabilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üyelik ücretsizdir, sizleri de aramızda görmek isteriz...

Join the forum, it's quick and easy

Forum Seksenler
Forumumuzdan yararlanabilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üyelik ücretsizdir, sizleri de aramızda görmek isteriz...
Forum Seksenler
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Anket

Andrea Berg'in "Schwerelos" Albümünü Nasıl Buldunuz?

Michael Jackson Hakkında Vote_lcap29%Michael Jackson Hakkında Vote_rcap 29% [ 2 ]
Michael Jackson Hakkında Vote_lcap57%Michael Jackson Hakkında Vote_rcap 57% [ 4 ]
Michael Jackson Hakkında Vote_lcap14%Michael Jackson Hakkında Vote_rcap 14% [ 1 ]

Toplam Oylar : 7

En son konular
» Pet Shop Boys Mp3'leri
Michael Jackson Hakkında EmptyPaz Kas. 16, 2014 12:25 am tarafından extremeways

» Yeni Bölüm İstekleri
Michael Jackson Hakkında EmptyC.tesi Kas. 30, 2013 7:16 pm tarafından ozgerdeem

» ••• NightHawk 80ler Kosesi •••
Michael Jackson Hakkında EmptyCuma Ağus. 17, 2012 3:22 am tarafından Thekarra70

» Dieter Bohlen - Şarkı Listesi
Michael Jackson Hakkında EmptyPtsi Tem. 09, 2012 3:34 pm tarafından MTAdmin

» '80'ler Mp3'leri
Michael Jackson Hakkında EmptyPerş. Tem. 05, 2012 10:20 pm tarafından ozgurbilge

» Alphaville Mp3'leri
Michael Jackson Hakkında EmptyPerş. Tem. 05, 2012 10:17 pm tarafından ozgurbilge

» Blue System Videoları
Michael Jackson Hakkında EmptyCuma Haz. 15, 2012 10:29 pm tarafından DiBohlen

» Giorgio Moroder Mp3'leri
Michael Jackson Hakkında EmptyPerş. Ocak 05, 2012 9:02 pm tarafından manyuka

» '80'ler Videoları
Michael Jackson Hakkında EmptyPaz Kas. 06, 2011 11:19 pm tarafından kiraz61

Galeri


Michael Jackson Hakkında Empty
Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

Sosyal yer imi

Sosyal yer imi reddit      

Sosyal bookmarking sitesinde Modern Talking ve '80'ler Forumu adresi saklayın ve paylaşın

Sosyal bookmarking sitesinde Forum Seksenler adresi saklayın ve paylaşın

RSS akısı


Yahoo! 
MSN 
AOL 
Netvibes 
Bloglines 


Anahtar-kelime

Güncellemeler

Çarş. Ağus. 05, 2009 1:01 pm tarafından MTAdmin

Forum hakkında en son güncellemeleri bu başlıkta sizlere ileteceğiz...

- Hızlı cevap …


Yorum: 88

Radyo Seksenler Yayında

Ptsi Nis. 12, 2010 8:02 pm tarafından MTAdmin

Radyo Seksenler'i açmış bulunuyoruz arkadaşlar. '80'lerin en iyi hitleri, Italo Disco, Modern …

Yorum: 37

Forumun Şu Anki Halinden Memnun musunuz?

Ptsi Ağus. 09, 2010 12:45 pm tarafından MTAdmin

Sevgili forum üyelerimiz, forumumuz 1. yılını doldurmak üzere. Peki sizce forumumuz şu anda …

Yorum: 1

Banlanmış Üyeler

Salı Nis. 20, 2010 1:24 pm tarafından MTAdmin

Banlı üyeler ve banlanış nedenlerini belirteceğimiz başlık.

modernmabuse

Forum …

Yorum: 5

Forumumuza Destek Olmak İster misiniz?

C.tesi Mayıs 01, 2010 11:01 pm tarafından MTAdmin

Forumumuza aşağıdaki sayfa aracılığıyla bağış yapabilirsiniz. Unutmayın ki …

Yorum: 0


Michael Jackson Hakkında

2 posters

Aşağa gitmek

Michael Jackson Hakkında Empty Michael Jackson Hakkında

Mesaj tarafından Utku Perş. Eyl. 10, 2009 3:38 pm

Michael Jackson
Michael Joseph Jackson, 29 Ağustos 1958 yılında Jackson ailesinin beşinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Küçük yaşlardan beri müzik ve dans kabiliyeti ile herkesin dikkati çeken Michael fazlasıyla disiplinli bir ailede ortamında büyüdü.
Michael Jackson 80'li yılların tartışmasız en büyük pop yıldızıydı. Sanat dünyasında çok az yıldızın sahip olduğu karizma ve hayran kitlesi onda vardı. Farklı ses tınısı, gözleri hayrete düşüren dans figürleri ve insanı yıldız yapabilecek ışığa sahip olan Michael kısa sürede listeleri alt üst etti. Müzik kariyerine "Jackson 5" grubu ile başladı. Fakat hiçbir grup Michael'in karizması altında yaşayamazdı ve öyle de oldu. Michael Jackson'ın 1982 yılında çıkardığı solo albümü "Thriller" bütün zamanların en çok satan albümü olarak tarihe geçti. Ayrıca Jackson, MTV'de büyük sükse yapan ilk siyah şarkıcıydı. Michael Jackson yaptığı müziklerde hep yeniliklere imza attığı gibi kliplerinde adeta film tadındaydı. Jackson'ın kariyerinin yükselmesinde medyanın Michael Jackson'ın fiziksel değişimine gösterdiği aşırı ilginin de payı var. Medya, Michael Jackson'ı ünlenmeye başladıktan çok kısa bir zaman sonra, erişkin hayatının tüm sorumluluklarından uzak bir yaşayan efsane gibi lanse etmeye başladı.


1993 yılında Michael Jackson adı skandallarla beraber anılmaya başlandı. 13 yaşındaki bir çocuğa cinsel tacizde bulunduğu suçlamasıyla mahkemeye çıkan Michael Jackson, suçlamaları reddetti. 1990'ların ikinci yarısından itibaren Michael Jackson müzikten çok özel hayatıyla medyanın gündemine geldi. Elvis Presley'nin kızı Lisa Marie Presley ile 1994 yılında yaptığı evlilik de birçok kişi tarafından medyatik bir evlilik olarak nitelendirildi. Sansasyonel birliktelik, iddiaları doğrularcasına 19 ay sonra son buldu. Aralıklarla yasal sorunlar yaşamaya devam eden superstar, müziğe hiç ara vermedi ancak 80'li yıllardaki kadar sık albüm çıkarmayı da devam etmedi.
Utku
Utku
Moderatör
Moderatör

Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 435
Forum Puanı Forum Puanı : 887
Rep Puanı Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 04/08/09
Yaş Yaş : 42
Nerden Nerden : İzmir,tam 35

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Michael Jackson Hakkında Empty Geri: Michael Jackson Hakkında

Mesaj tarafından Utku Perş. Eyl. 10, 2009 3:39 pm

80’li yılların müziği deyince akla gelen isimleri saymak gerektiğinde, insanların çoğunun ilk sayacağı isim Michael Jackson olacaktır şüphesiz. Her dönem sıkılmadan dinlenebilecek müziği, çok az insanın yapabildiği dansları, sağlam bir senaryoya dayanan kısa film niteliğindeki video klipleri sonucunda, Michael Jackson popun kralı bile olmuştur.

29 Ağustos 1958 yılında dokuz çocuklu bir ailenin yedinci çocuğu olarak dünyaya gelen süperstarın bu kadar başarılı olmasının nedeni sadece yetenekleri ve zekası değil elbette. Çok küçük yaştan itibaren sahne tecrübesi kazanması ve durup dinlenmek bilmeden çalışması, onun kimsenin sahip olamadığı başarıya ulaşmasında en büyük etken.

Amerika’nın Indiana eyaletinin Gary şehrinde, Michael’in babası Joe Jackson, fabrika işçiliğinin verdiği stresi müzisyenlikle atlatmaya çalışıyordu. Eşi Katherine Jackson’da sesinin güzelliğiyle dikkat çekiyordu. Ama aradıkları başarıya ulaşan kendileri değil çocukları oldu. Joe Jackson, oğullarının müziğe ilgili ve yetenekli olduğunu fark edince onlarla bir grup kurmaya karar vermişti. Bu sırada Michael çok küçüktü ve Joe ona grupta ciddi anlamda yer vermeyi fazla düşünmüyordu. Bir gün Katherine, Michael’ı şarkı söylerken duydu ve onu gruba alması için kocasına ısrar etti. Joe da onu dinleyince, Michael’ın Jermaine’in yerine grubun solo şarkıcısı olmasına karar verdi. The Jackson 5 adını alan grup bölgedeki birçok yetenek yarışmasına katılmaya başladı. Çoğunlukla birinci oluyorlardı. Bir keresinde, ikinci oldukları bir yarışmadan, ödülleri olan renkli televizyonu almadan döndüler. Joe, onu almalarını istememişti. Çünkü ona göre, birinci olamamak kaybetmek demekti. Onun bu mükemmeliyetçiliği, titizliği, daima en iyiyi hedeflemesi, grubun büyük başarılar kazanmasını sağladı.

1968 yılında, grup Steeltown adında yerel bir stüdyoda, “Big Boy” adında bir single çıkardı. Şarkı Gary’de çok tuttu ve bölgedeki radyo istasyonlarında büyük ilgi gördü. Ama grubun ve tabii ki Michael’ın hayatlarındaki dönüm noktası herhalde aynı yıl Motown Record’un sahibi Berry Gordy’nin onları dinlemesidir. Gordy hemen grupla anlaşma imzaladı. The Jackson 5 California’ya taşındı. Suzanne de Passe’ın menajerliğinde çalışmalara başladılar. Bu şirketten çıkan, ilk dört şarkıları da (I want you back, ABC, The love you save, I’ll be there) listelerde bir numaraya yükseldi. Jackson 5 bunu başaran ilk gruptu. Liste başarısı ve albüm satışı kelimelerinin Michael Jackson ismi ile beraber anılacağı yıllar başlamıştı artık. James Brown’ı andıran dansıyla, kadife sesiyle küçük Michael’ı Amerika hemen benimsedi ve çok sevdi. Elvis Presley dahil birçok müzik otoritesinin dikkatini çeken, onların geleceğinin parlaklığı konusunda hiçbir şüphe duymadıkları bir isimdi Michael Jackson. Ne var ki starlığın keyfi yanında sorunlarını da yaşamaya başlamıştı. Devamlı stüdyoda şarkı söylemek, dans çalışmak, konserlere çıkmak zorundaydı, çünkü aranan bir çocuk şarkıcıydı artık. Normal çocukların hayal bile edemeyecekleri bir yaşam sürüyordu. Ama onun hayallerinde normal çocukların yaptıkları şeyler vardı. Arkadaş edinmek, parka gitmek, saatlerce oyun oynamak istiyordu. Ama bunları yapamıyordu; bir gün bile dinlenmiyor, Noel bayramlarını bile kutlayamıyordu. Joe, Michael ve kardeşlerinin en iyiyi yakalaması için onları haddinden fazla çalıştırıyor, hatta onlara şiddet de uyguluyordu. Michael yıllar sonra o günleri şöyle anlatacaktı. “Ondan çok korkuyorduk. Sanırım bizim ne kadar korktuğumuzu fark etmedi. Korkmak diyorum, kusardım. Onu görmek bile yeterliydi.”

The Jackson 5, Motown’dan albüm üstüne albüm çıkarırken, Michael da dört solo albüm yayınladı. 1971 yılındaki Got to be There onun ilk albümüydü. Bir yıl sonra 1972’de ikinc albümü Ben çıktı. Albümdeki Ben şarkısını aynı isimli film için okudu ve büyük başarı elde etti. Sonra 1973’te Music and Me ve 1975’te Forever Michael adlı albümlerini çıkardı. 1971’de The Jackson 5 çizgi filmi Disney tarafından yayınlanırken, grup 1972’de İngiltere’ye giderek uluslar arası starlık yolunda ilk adımı attı ve birçok ülkede konserler vermeye başladı. Yıllar geçtikçe, Michael büyüyor, danslarına kimsede olmayan yeni figürler ekliyor, sesi olgunlaşıyor ve bugünkü sihrine kavuşmaya başlıyordu. 1975 yılına gelindiğinde, The Jackson 5 üyeleri, Motown’un kendi şarkıları yerine şirketin seçtiği şarkıları okumaları yönündeki isteğine karşı gelerek oradan ayrılarak Epic Stüdyoları’na geçmeye karar verdi. İsim hakları Motown’da kaldığı için adlarını The Jackson olarak değiştirmek zorunda kaldılar. Bu sırada Berry Gordy’nin kızıyla evli olan Jermaine Motown’da kaldı. Grup da onun yerini en küçük kardeşleri Randy ile doldurdu.

Grup bu şirketten 1984 yılına kadar altı albüm çıkarttı. 1978’de çıkardıkları Destiny, parça yapma yetenekleri olduğunu ispat etti. Grubun en başarılı albümlerinden oldu. Blame it on the Boogie gibi bir klasik çıkardı. Bu sırada Michael Jackson’un kariyeri bambaşka bir yön çizmeye başlamıştı.

Artık gruptan daha çok Michael konuşuluyordu desek yeridir. O sırada magazin basını hakkında gay olduğundan tutun Diana Ross’a aşık olduğuna kadar birçok dedikodu üretmeye başlamıştı bile. Michael starlığın acı tatlı tüm yanlarını hissediyordu artık. Bu sırada sanatı belli bir yön almış, besteleriyle de var olmaya başlamıştı. Babasının menajerlik kontratını yenilemedi, çünkü artık kariyerini kendisi yönlendirmek istiyordu. 1978 yılında, Michael Jackson Diana Ross ile birlikte The Wiz müzikal filminin Afro Amerikan çevirdi. Bu filmde Diana Ross Dorothy’yi oynarken, Michael’da korkuluğu oynuyordu. Filmin süksesi sınırlı kaldı ama bunun çekimleri sırasında, müzik tarihinde çağ açacak çok önemli bir olay oldu, Michael Jackson, Quincy Jones ile arkadaş oldu. İkisi aslında Michael henüz 12 yaşındayken, Sammy Davis Jr. Tarafından birbirlerine tanıştırılmışlardı. Ama bu sefer başkaydı…

Süperstarın 1979 yılında, Epic adına yayınlanan ilk solo albümü Off The Wall’un prodüktörü, Jones’dan başkası değildi. Aslında Michael, başta prodüktör olarak Jones’u düşünmemişti, bir gün ona telefon açmış ve yeni bir albüm yapacağını söyleyerek kendisine prodüktör tavsiye etmesini istemişti. Birlikte birkaç isim düşündükten sonra, Jones “Neden albümünü ben yapmayayım,” diye sordu. Michael, “Tabii ya, harika bir fikir, neden daha önce aklıma gelmedi ki,” diye cevap verdi. Bir caz müzisyeni olan Jones’un bir pop albümü prodüktörlüğüne soyunması birçok müzik otoritesi tarafından tuhaf karşılandı. Jones’un bu işin altından nasıl kalkacağını merak ediyorlardı. Ama bu iki cevherin eşsiz müzikal dehalarının ortaya koyacakları ürünün en adından kötü bir albüm olmayacağı tahmin ediliyordu. Nitekim, Off the wall hem müzik tarihinde yeni bir dönem başlattı, hem de müthiş satış başarısıyla Michael’a popun krallığına giden yolu açtı.

Off the Wall’un tarzı konusunda görüş birliğine varmak güç. Albüm hem dönemin büyük furyası disco’ya vurucu ritmler ve dans ettirici funky beatlerle yeni bir boyut katıp zenginleştiriyor, hem de 80’lerin popunun ilk tınılarını duyuruyordu. Bu sırada Jones’un araya serpiştirdiği caz etkileri ve Afrika ritmleri albümü benzersizleştiriyordu. Michael’ın ne kadar geniş bir sesi olduğu ve şarkı söyleyiş tarzında ne kadar yenilikçi olduğu da bu albümle daha iyi anlaşılıyordu. Albümden Don’t stop till you get enough, Rock with you ve She’s out of my life’a klip çekildi. Off the Wall ve Girlfriend de single olarak çıktı. Don’t Stop Til’ You Get Enough’un Michael için ayrı bir anlamı vardı: Tamamını kendisinin yazdığı ilk şarkısıydı bu. Şarkı, direk bir numara olup, kendisine solo kariyerinin ilk Grammy’sini kazandırdığında havalara uçtu tabii. Ama sadece bir dalda aday gösterilmesine kırıldığı için ödül törenine katılmamış, bunu televizyondan izlemişti. DSTYGE ve Rock With You’ya çekilen kliplerle Michael’ın ne kadar iyi dans ettiğini bütün dünya gördü. Albüm toplam 19 milyon sattı. Herhangi bir sanatçı için büyük bir başarıydı bu. Ama Michael Jackson için değil. Onun asıl başarısı üç yıl sonra gelecekti.

1980 yılında kardeşleriyle Triumph albümünü çıkardı. 29 hafta listelerde kalan bu albümdeki Can You Feel It’e çekilen klip, Michael’ın gelecekte yapacaklarının da sinyalini veriyordu. Dönemin teknolojisinin sınırlarını zorlayan klipte grup üyeleri gökyüzünde belirip ışıklar saçıyor, gökkuşağı açıyor, bir sürü şey yapıyordu. Michael Jackson’un bizat yazıp yönettiği klip, Rock With You ve She’s Out Of My Life’ı da yöneten Bruce Gowers tarafından yönetildi, 1981 baharında yayınlanmaya başladı ve büyük olay oldu.

Nihayet, 1982 yılında gene Quincy Jones prodüktörlüğünde Thriller çıktı. Müzik değişti. Dünya değişti. Popüler müziğin Michael Jackson ve diğerleri diye ikiye ayrıldığı, Jackson’un televizyonda göründüğü anlarda sokakta kimsenin kalmadığı, suç oranının azaldığı, telefonların sustuğu, milyonlarca insanın onun gibi giyinip dans etmeye çalıştığı bir dönem başladı.
O dönem anlatılmaz, yaşamış olmak lazım. Günümüzün en popüler sanatçıları bile Michael’ın o zamanki popülaritesine ulaşamadı. Dünyada onun adını duymayan bir kişinin bile kalmamış olduğunu sanıyorum.

Albümün adı aslında Starlight olacaktı. Bu, Michael’ın albüm için yazdığı ama fazla beğenmediği için koymadığı bir şarkıydı. Albüm için korku temalı bir dans parçası istiyordu, Rod Temperton da Thriller’ı yazdı. 1947 doğumlu İngiliz sanatçı, daha önce de Jackson için Rock With You, Baby Be Mine şarkılarını yazmıştı.

Albümde dokuz şarkı vardı, az ama öz. Artık disco’nun öldüğü yıllardı. Gerçek bir pop albümü oldu bu. Afrika ritimlerinin en güzel işlendiği, danstan nefret edenleri bile saatlerce dans ettirebilecek Wanna be startin something’le açılan albüm, müzikal zenginliğiyle ve belli bir tarza bağlı kalmamasıyla dönemin popunun standartlarını belirledi. Gitar, bas gibi aletler daha önce kullanılmadığı gibi kullanılmış, daha önce duyulmamış ritmler bulunmuştu. Albümün neredeyse bütün parçaları single olarak çıktı ve dört şarkıya klip çekildi. Michael Jackson’ı efsane yapan klipler...
Bunların şimdiye kadar çekilmiş kliplerden en büyük farkları, klipten çok kısa birer film olmalarıydı. Ayrıca Michael’ın artık kendisini göstermeye başlayan zengin hayal gücü ve bu hayal gücüyle yarattığı masal alemini yansıtan kısa filmler olmaları. Billie Jean’ın klibi, MTV’de siyah bir müzisyene ait yayınlanan ilk klipti. Klipte Michael bir paparazziden kaçarken, arada sihirli bir insanmış gibi görünmez oluyor, yolda yürüdüğü, attığı her adımda bastığı kaldırım taşının ışık saçmasından belli oluyordu. O sırada sokakta yatan dilenciden, reklam panosuna kadar sihirli Michael’ın etrafındaki herşey değişiyordu. Michael, çok işlediği asi genç temalı Beat It’in klibinde ise, birbirlerine düşman iki çetenin kavga etmesini engelliyordu.

Bu klipleri asıl seyrettiren ise Michael’ın dansı oldu. Michael’ın dansı için kitap yazmak lazım. Onun tarzı, günümüzün en iyi ve en ünlü pop ve rnb starları tarafından şu anda taklit edilmekte. Wade Robson’un programına çıkan çocuklardan, en ücra sokaktaki b-boyun dansına kadar bütün danslarda Michael’ın izi var... Michael başta dans ederken idolü James Brown’dan etkileniyor, onun hareketlerini yapıyordu. Ama artık Thriller’a gelindiğinde çoktan kendi tarzını bulmuştu. Tarihe Michael Jackson adı ile birlikte kazınacak hareketler de yavaş yavaş ortaya çıkıyordu.

16 Mayıs 1983 gününe gidelim. O gün Motown’un 25. kuruluş yıldönümüydü. Şirkete yıllarını vermiş müzisyenler olarak Michael ve kardeşlerinin o gece katılıp sahne almamaları düşünülemezdi. Michael kardeşleriyle I’ll be there’ı seslendirdi. Tek başına ise Billie Jean’i söyledi... Bunu yapmasaydı, pop müzik tarihi nasıl bir yön çizerdi acaba...

Sahnede Michael tek başınaydı, arkasında ne vokalistler vardı ne başka dansçılar, ne de müzisyenler. Böylece bütün dikkat onun üzerine odaklanıyordu. Şarkıyı söylerken Michael’ın meşhur moonwalk olarak bilinen ayakları üstünde kayarak geri geri gitme hareketini yapması ve parmaklarının ucunda durması, onun efsaneliğinin tescili için yetip artmıştı. Bu hareket binlerce kişi tarafından denendi, Michael’ın simgesi olarak afişleri süsledi.

Thriller videosu piyasaya çıktığında ise yer yerinden oynadı. Bunun sebebi, albümün en güzel şarkısına çekilen klip olması değildi. 13 dakikalık uzunluğuyla bir ilkti. Orijinal bir senaryoya sahip kısa bir korku filmi gibiydi. Michael Jackson kız arkadaşıyla (Ola Ray) bir mezarlıktan geçerken mezarlardan çıkan zombiler etrafını sarıyor, sonra Michael da o zombilerden birine dönüşüyor ve şarkının efsanevi kareografisi başlıyordu. Bu klipteki danslar yıllarca çalışılmış ve taklit edilmiştir. John Landis’in yönettiği ve 600 bin dolarlık bir bütçeye mal olan klip ilk olarak 2 Aralık 1983’te MTV’de gösterildi.
Thriller albümü ödül üstüne ödül topladı, ama özellikle 1984’teki Grammy ödül törenlerinde bir gecede sekiz ödül birden almasıyla dikkat çekti. Bu rekor ancak 2000 yılında Carlos Santana’nın da sekiz ödül almasıyla eşitlendi.

Thriller dünyanın en çok satan albümü. O dönemde aralıksız tam 37 hafta boyunca Billboard’ın albüm listesinde bir numarada kaldı. Albümün satış rakamı şu anda 50 milyonu geçmiştir.

Michael Jackson, 1987’de bir sonraki albümü Bad çıkana kadar boş durmadı. The Jackson olarak kardeşleriyle Victory albümünü yaptı, akabinde albümle aynı adı taşıyan bir turneye çıktı. 55 konserlik turneyle grup, 2,2 milyon hayrana seslendi. Turne 75 milyon dolar getirdi.
Pepsi’nin reklam filmlerinde kardeşleriyle birlikte rol aldı. Defalarca yayınlanan reklamlar çok büyük sükse yaptı ve Pepsi’nin satışına büyük katkısı oldu. Bu filmler için tam 5 milyon dolara anlaşmıştı.
Maalesef filmlerden birinin çekimi sırasında Michael Jackson’un saçları yandı ve hastanelik oldu. Jackson, bu olay nedeniyle şirkete açtığı tazminat davasından kazandığı bir buçuk milyon doları tedavi gördüğü hastaneye bağışladı.

Lionel Richie ile birlikte, Afrika’da yardıma muhtaç insanlar için düzenlenen Usa for Africa kampanyası için We Are The World parçasını yazdı. 1984 yılında çıkan şarkıyı aralarında Diana Ross, Tina Turner, Cindy Lauper, Ray Charles, Stevie Wonder gibi isimlerin de bulunduğu dönemin birçok ünlü sanatçısı söyledi. Şarkı 6 milyonluk satışıyla uzun süre dünyanın en çok satan şarkısı oldu.
1985 yılında Michael, servetine servet katacak bir şey yaparak, 47 milyon dolara ATV kataloğunu satın aldı. Burada Pat Benatar, Little Richard, The Pointer Sisters and The Pretenders gibi sanatçıların da yer aldığı 4000 şarkının telif hakları vardı, ama asıl önemli olan bu şarkıların içinde Michael’ın büyük hayranlık duyduğu The Beatles’ın tam 251 parçasının bulunmasıydı. Michael, kataloğu elde etmesine yardımcı oldukları için avukatı John Branca ve menajeri Frank Dileo’ya birer Rolls Royce hediye etti. Kataloğun değeri bugün üç katına çıkmış durumdadır.

1986 yılında Jackson’un başrol oynadığı, Geaorge Lucas’ın yapımcılığını ve Francis Ford Coppola’nın yönetmenliğini üstlendiği Captain Eo adlı kısa film çıktı. Anjelica Huston’un oynadığı The Supreme Leader ile görüşmek için uzaya giden Captain EO’yu oynadığı bu filmde Michael Jackson iki şarkı söylüyordu. We Are Here To Change The World ve Another Part Of Me. APOM, sonra Bad Albümünde yer aldı. 30 milyon dolara mal olan film, Disneyland’da gösterildi.

Bad albümü çıktığında Michael Jackson hayranları onun fiziğindeki farklılaşmaya çok şaşırdılar. Jackson’un teni daha beyazdı, kaşlarının biçimi değişmişti, yüzünün biçimi daha farklı görünüyordu. Albüm müzikal yönden de Thriller’dan farklıydı. Daha sade bir alt yapısı vardı, daha çok ritm ağırlıklıydı, parçalar da buna göre fazlasıyla akılda kalıcı olmuştu. Albümün ilk klip çekilen şarkısı Bad’di. Buna Martin Scorsese yönetmenliğinde 18 dakikalık bir klip çekildi. Filmde, Jackson bir çete kurmuş ve kendisini de aralarına katmaya çalışan üç yakın arkadaşının suç işlemelerine karşı çıkan bir üniversite öğrencisini canlandırıyordu. Arkadaşlarının birini sonradan çok meşhur olan Wesley Snipes oynuyordu. Film ilk kez 31 Ağustos 1987’de, megastarın hayatını anlatan Michael Jackson: The Magic Returns adlı, 30 dakikalık özel bir programda dünyanın birçok ülkesinde gösterildi. Siyah beyaz başlayan filmde, Michael, arkadaşlarıyla yaşlı bir adamı soymalarını engellediği için tartışırken birden deriler içinde uzun saçlı asi bir gence dönüşüyor ve arkasındaki asi gençlerle muhteşem bir dans eşliğinde Bad şarkısını söylüyordu. Michael’ın bu albüm için seçtiği asi genç teması dönemin ünlü mankeni Tatiana Thumtzen’le birlikte oynadığı, The Way you Make Me Feel klibiyle devam etti. Burada Jackson, tavlamak için Tatiana’nın peşinden koşuyor, böylece kendisini aralarına almayan sokak çetesinin gözüne girmeyi başarıyordu. Albümün neredeyse bütün parçalarına klip çekildi. Albüm, Thriller kadar çok satmadı, sadece 35 milyoncuk(!) satıverdi. Albüm satışıyla ilgili ilginç bir anekdot var, buna göre Michael albüm çıkmadan önce tuvalette bir kağıda 100 milyon yazıp bunu kapıya yapıştırmış, Quincy Jones da “yapma oğlum, abartıyorsun,” gibisinden bir şeyler söylemiş. Ne kadarı doğru bilemem tabii !

Albümü yeni Pepsi reklamları ve büyük bir dünya turnesi takip etti. Böylece Michael da rekorlarına rekor ekledi. Pepsi’den 15 milyon dolar aldı, şirket ayrıca onun dünya turnesinin sponsoru oldu. 4,4 milyon kişi tarafından izlenen turne, 169 dolar gelir getirdi. Michael Jackson’un, Moonwalker filmi, 1988 yılında gösterime girdi. Michael zaten çok uzun süredir sinema alanında da kariyer yapmak istiyordu ve bu konuda daha önce de denemeleri vardı yukarıda anlattığım gibi. Moonwalker da uzun süredir planladığı bir müzikal proje olarak hayata geçti ve çok tuttu. Jerry Kramer & Colin Chilvers’ın yönettiği filmde Jackson’a Kellie Parker (Katy), Sean Lennon (Sean) ve Brandon Adams (Zeke). Film önce Michael’ın kariyerinden kesitlerle başlıyordu, sonra Bad klibinin çocuklarla yeni bir versiyonu görülüyor, sonra Michael’ı canlandıran çocuk Michael Jackson’a dönüşüyor, sonra Jackson bir tavşan kılığına girerek paparazzilerden kaçıyor, bu sırada kılığına girdiği tavşanla karşılaşıp onunla dans ediyordu. Sonra macera dolu bir öykü başlıyordu. Michael üç çocukla top oynarken, tesadüfen bir uyuşturucu kaçakçısının konuşmalarını duyuyor ve kaçakçının emrindeki mafyayla mücadele ediyordu. Bu kapsamda Smooth Criminal şarkısına Michael Jackson’un klasikleri arasına girmiş bir klip çekildi. Klipte Michael, 40lı yılların ortamındaki bir bara gidiyor ve orada kötü adamlarla dans ederek savaşıyordu. Eşsiz bir dans tabii, Jackson’un en çok çalışılan ve taklit edilen kareografilerinden biri daha ortaya çıkmıştı. Özellikle durduğu yerde hiçbir şeye tutunmadan 45 derece eğilme hareketiyle Michael dansta sınırları ne kadar zorlayabileceğini ispat etti. Birçok kişi, Michael ve dansçılarının bu hareketi doğal olarak yapabildiğini sanıyordu. Sonra bunun arkasındaki teknik açıklandı ve süperstar bu hareketin patentini aldı. Jackson, Smooth Criminal’deki 40lı yıllarda mafyayla mücadele temasını çok sevdi ve daha sonra başka kliplerinde de kullandı. Ayrıca klip çekmediği Dangerous şarkısının kareografisini de bu tema üzerine kurdu.

Bu sırada Moonwalk adlı otobiyografisi piyasaya çıktı. Jacqueline Onassis’in editörlüğünü yaptığı kitabı Michael idollerinden Fred Astaire’e adamıştı. Kitap birkaç ay içinde, 14 ülkede 450 binden fazla sattı. Bu dönemde Jackson hakkındaki dedikodular da iyice artmaya başlamıştı. Kendisini beğenmediği için defalarca estetik ameliyat olduğu, siyah olmaktan utandığı için özel kremlerle derisini beyazlattığı iddia ediliyordu. Buna Fil Adam’ın kemiklerini satın aldığı, 150 yaşına kadar yaşamak istediği, bunun içinde bir oksijen çadırında kaldığı gibi sayısız dedikodu eklendi. Sanırım bu dedikoduların en uçuğu o sırada Control albümüyle ilk ciddi başarısını yakalayan kızkardeşi Janet Jackson ve o dönemde ünlü olan bir diğer kızkardeşi La Toya Jackson’la aynı kişi olduğunun iddia edilmesiydi. Michael bu dedikodulara, Leave Me Alone parçasıyla cevap verecekti, parçanın klibinde hakkında tuhaf başlıklar atan tabloid gazeteleri üstüste yığılıyor, Michael oksijen çadırının içinden şarkı söylüyor, Fil Adamla dans ediyor ve sonunda kendisini bağlayan ipleri koparıp, üzerine inşa edilen makineleri kırıp ayağa kalkıyordu. Zaten Michael gerek Pepsi reklamlarında olsun, gerekse Moonwalker filminde olsun devamlı bir “paparazzilerden kaçma” teması işlemeye başlamıştı. Nitekim hakkında çıkan haberlerden bıkmıştı. İç dünyasına giderek daha çok kapanıyordu. Hayal gücü çok geniş olduğu için kendisine bir masal alemi yaratmayı başarmıştı. Çocukluğunu yaşayamamış olmasının verdiği üzüntüyü çocukken yapamadıklarını yaparak telafi etmeye çalışıyordu.

Nitekim Mayıs 1988’de ailesinin Hayvenhurst’taki evi Encino’dan taşındı. Halen yaşamakta olduğu yeni çiftliğinin adı Peter Pan’in hikayesinden esinlenmişti: Neverland. 2700 dönümlük arazi üzerine kurulu çiftlik, masallarda görülecek türdendir, içinde lunapark makinaları, kocaman bir göl, oyun alanları, bir mini tren istasyonu, bir hayvanat bahçesi ve daha bir çok şey bulunur. Michael istediği gibi bir dünya kurmuştu kendine ve artık orada istediği gibi yaşayabilirdi. En iyi arkadaşları çocuklar ve hayvanlardı, özellikle şempanzesi Bubbles’i yanından hiç ayırmıyordu. Çocukları, büyüklerden daha dürüst ve masum bulduğu için onlarla arkadaşlıktan daha çok hoşlandığını söylüyordu. Michael’ın bir çok çocuk arkadaşı vardı ve bunlar, sık sık Neverland’e gidip geliyordu. Bu durumun ileride kariyerine büyük zarar verecek olaylara neden olacağını o sırada Michael bilemezdi tabii. Süperstar, özellikle hasta ve fakir çocuklara yardım için elinden geleni yapıyordu. Zaten tuhaf alışkanlıkları olan gizemli bir kişilik olarak basında yer buluyordu ve Neverland’ın kurulmasıyla, çocukluğunu yaşayamamış olduğu için anormal olduğu söylenmeye başladı. Duygu ve düşüncelerini sanat yoluyla ifade etmesini becerebilen bütün insanlarda bir parça “anormallik” bulunur zaten, çünkü bu yetenekleri ve yarattıkları onları ister istemez sıranın dışına iter.
1991’de Dangerous albümü çıkana kadar Michael, Oscar törenlerinde Madonna’yla görüntülenmekten başka işler de yaptı tabii. Mesela tam tamına 890 milyon dolarlık bir anlaşmayla Sony şirketine geçti. Anlaşma altı albüm üzerineydi, 15 yıl sürecekti ve bir film kontratını da içeriyordu. Jackson satılan her albümden %25 alacaktı. Dolayısıyla bu anlaşmayla bir kez daha Guiness rekorlar kitabına girdi.

1991’in Eylül ayında, MTV, en önemli ödülü Video Vanguard’ın adını Michael Jackson Video Vanguard olarak değiştirdi. Nihayet 14 Kasım 1991 tarihinde albümün David Lynch tarafından yönetilen ilk klibi Black or White, aynı anda 27 ülkede 500 milyon kişiye gösterildi. Birçok farklı özel efektin kullanıldığı klipte Michael, şarkının ırklar arasında dostluk ve kardeşlik temasına uygun olarak farklı millletlerden insanlarla etnik danslar yapıyordu, o sırada Home Alone (Evde Tek Başına) filmiyle çok ünlenmiş olan çocuk yıldız Macaulay Culkin de oynuyordu, sonra o dönemde yeni uygulanmaya başlayan bir teknikle farklı milletlerden birçok insan arka arkaya birbirine dönüşüyordu. Ama asıl olay klibin son bölümünde kopmuştu. Siyah bir panter, Michael Jackson’a dönüşüyor, Michael, Fred Astaire esintili müthiş bir step dansına başlıyor, sonra bir arabanın camlarını parçalıyor, direksiyonunu fırlatıp atıyor, etrafında ne varsa yakıp yıkıyordu. Bu arada cinsel organını tutup, pantalonunun fermuarını çekiyordu. Klibin bu bölümünde Michael, bir panter içgüdüsünü canlandırmak istemişti, aslında ırkçılık karşıtı bir bölümdü, Michael, siyah düşmanı ırkçı sloganların yazıldığı camları kırıyordu. 60lı yıllarda siyahların statüsünü yükseltmek için kurulan Black Panters (Kara Panterler) Partisi’ne de gönderme yapıyordu. Klibin bu bölümü izleyenleri şok etti. Haberlerde manşet oldu, içerdiği seks ve şiddet sahneleri büyük tepki topladı. Michael da bir bildiri yayınlayarak, klibin bu bölümünün insanlarda yol açtığı etkiden dolayı çok üzgün olduğunu belirtti ve bu bölümü kaldırdı.
Utku
Utku
Moderatör
Moderatör

Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 435
Forum Puanı Forum Puanı : 887
Rep Puanı Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 04/08/09
Yaş Yaş : 42
Nerden Nerden : İzmir,tam 35

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Michael Jackson Hakkında Empty Geri: Michael Jackson Hakkında

Mesaj tarafından Utku Paz Eyl. 13, 2009 8:28 pm

Adı : Michael Jackson (Popun Kralı)
Doğum Yeri : Indiana/USA
Doğum Tarihi : 29 Ağustos 1958

29 Ağustos 1958 Cuma. Sabahın ilk ışıkları Indiana’nın Gary kasabasına vurmaya başladığında, kimse o günün tarihe yazılacağını bilmemeksizin, (kimisi işine gitmek için hazırlık yaparken, kimisi ise yatağında hiçbirşeyden habersiz bir biçimde uyumaktaydı) yine her zamanki sıradan bir günü geçirme çabasındaydı. Artık sabah, o ılık nefesini öğlenin sıcak ateşine bırakmaya hazırlanıyordu ki, Katherine Jackson birdenbire, karnındaki küçük yaramazın vurduğu tekmelerin acısıyla, çığlık çığlığa uyanıverdi. Henüz 8 yaşına bile basmamış olan Maureen hemen telefona sarıldı ve babasına hemen eve gelmesini ve annesinin yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi. Joe hemen bir taksiye atladı, eve geldi, Katherine’i alıp hastaneye gittiler...


1960... İlk yaşına basan Michael, ufaktan nağmeler mırıldanmaya başladı. Yaptığı taklitler ve dans gösterileri ailesini gülmekten kırıp geçiriyordu. Annesi o günleri anlatırken “Onun normal bir çocuk olmadığını biliyordum” diyor..

1961... Randy doğduktan sonra Jackson ailesinin şenlikli günleri başladı. Joe gitar, Katherine ise klarnet çalıyordu. Haftasonları üç odalı evlerinde bütün aile oturup, şarkılar söylüyorlardı. Yani bir çeşit oda orkestrası oluşturdular!..

1963... Michael ilk konserini 5 yaşındayken anaokulunda verdi. Arkadaşlarına The Sound Of Music’in “Climb Every Mountain” adlı parçasını söyledi. O günlerde matematikle başı belada olan Michael, öğretmenine şöyle dedi: “Bu sayıları öğrenmeye ihtiyacım yok. Para işlerimi menajerim halledecek”! Bu arada Tito, babasının gitarını alıp çalmasını öğrendi. Böylesine yetenekli kardeşlerden bir grup kurma fikri de ilk Tito’dan çıktı. Kurdular da: “The Jackson 5”. En küçükleri Michael, grubun lideriydi. Baba Joe da menajerleri! Çeşitli gösterilere çikmaya başladilar...

1965... Gary’de ilk kez düzenlenen yetenek yarışmasını kazandılar. Daha sonra yapılan diğer bütün yarışmaları da onlar kazandı zaten!..

1967... Mr. Lucky’s isimli bir klüpte düzenli olarak sahneye çıkmaya başladılar. Ve “dünyanın en makamlı ağlayan bebeği” Janet doğdu...

1968... Turne maratonu başladı. Yine tüm aile Volkswagen marka küçük otobüslerle oradan oraya, konserlere gittiler. Bu konserlerden birini de Harlem’in ünlü Apollo Tiyatrosu’ndaki amatörler gecesinde verdiler. Tabi ki çok beğenildiler. Gary’de küçük bir stüdyo olan Steeltown Records’da ilk kayıtlarını yaptılar ve “I’m A Big Boy Now” yayınlandı. Michael kazandığı paralarla kendine hep oyuncak alıyordu. Ama onlarla oynayacak zamanı parayla satın almak imkansızdı...

1969... Jackson kardeşler kasabalarındaki tüm gösterilere katılıyorlardı. O sıralar Gary belediye başkanlığına oynayan Richard Hatcher’ın düzenlediği ve zenci haklarını savunan Muigwighania yardım konserinde yer aldılar. Konseri izleyenler arasında Diana Ross and The Supremes da vardı. Gruptan, özellikle Michael’dan çok etkilenen Diana soyunma odasına girip onlarla tanıştı. Michael’ın gerçek kariyeri işte bu şanslı günde Diana sayesinde başladı. Diana onları, Tamla Motown Records’un patronu Barry Gordy ile tanıştırdı. Böylece grup Motown’la çalışmaya başladı. Ekim de ilk singleları çıktı: “I Want You Back”. Aynı ay Diana ile birlikte ilk kez TV’ye çıktılar. Single iki milyonun üzerinde sattı ve 15 Kasım’da ABD’de bir numara oldu. Aralık’ta da ilk albümü “Diana Ross Presents The Jackson 5” çıktı...

1970... Ocak ayında, yani albüm çıktıktan hemen sonra şarkılar tüm dünyada listelerin üst sıralarına yerleşti. “I Want You Back” İngiltere’de 2 numaraya yükseldi. Albümün diğer hitleri “ABC”, ”The Love You Save” ve “I’ll Be There” ABD’de yıl boyunca top 10’da kaldı. Grubun beyni Michael, yumuşacık sesiyle tüm dünyada hayran kazanmayı sürdürdü. İnsanlar ona baktıklarında soul ustası James Brown’u görüyorlardı. Bu arada iş yüzünden ailece California’ya taşindilar. Ilk başlarda ev bulamadiklari için ailenin bir bölümü Berry Gordy’nin, Michael’ın da dahil olduğu diğer bölümü ise Diana’nın evinde kalıyordu. Daha sonra, şu an hâlâ Michael’a ait olan evi aldılar. 12 odalı yeni evlerinde Michael, Randy ve Marlon aynı odayı paylaşıyorlardı. Hızla artan şöhretlerine rağmen mütevazi bir yaşamları vardı. Michael kendi parasıyla oyuncak almayı sürdürüyor, bir yandan da annesinin patatesli paylarına bayılıyordu. İyi birer öğrenci olmalarına rağmen okullarına devam edemediler. Çünkü hayranları onları bir an olsun rahat bırakmıyor, başka okullardan sırf onları görmek için sınıflarına geliyorlardı. Bu onları çok huzursuz ediyordu. Sonunda anneleri özel ders almalarına karar verdi. Utangaç olduğu için zaten çok az arkadaşı olan Michael, iyice yalnız kaldı. Teselliyi bol bol TV, özellikle de çizgifilm izlemekte buldu. Artık yalnızca kardeşleri vardı ve Michael, hiç arkadaşı olmadığı için gizli gizli ağlıyordu...

1971... Yeni hitleri “Mama’s Pearl” ve “Never Can Say Goodbye”ın İngiltere’de çok başarili olmamasi onlari üzdü. Ama memleketlerinde gittikçe daha çok seviliyorlardi. “Never Can Say Goodbye” Nisan’da ABD’de bir numara oldu. Ve o yaz ilk Grammy’yi kazandılar. “ABC” en iyi pop şarkisi seçildi. Haftalik bir çizgifilme konu oldular. Her bölümün kahramani Michael’dı. Bu beş yetenekli kardeşin önlenemeyen yükselişini yakından izleyen Time dergisi onları kapak yaptı. Bütün aile yeni evlerinin her köşesinde Time’a poz verdiler...

1972... Michael artık 14 yaşındaydı. Yeteneği gün geçtikçe gelişmiş ve artık deneyim kazanmıştı. Başarısı kardeşlerini aşıyor, grupta ön plana çıkıyordu. Sonuç olarak, Michael’ın bu işi yalnızda yürütebileceğini herkes biliyordu. Ve 24 Ocak’ta ilk solo albümünü çıkardı: “Got To Be There”. Albüm Atlantik’in iki yayınında olay yarattı. “Got To Be There”, “Rockin’ Robin” ve “Ain’t No Sunshine” İngiltere listelerinde 3, 5 ve 8. sıralara yerleştiler. Michael artık hem kardeşleriyle birlikte, hem de tek çalışıyordu. Yazın grup olarak yaptıkları ABD turnesindn sonra, Ekim’de ilk kez dünya turnesine çıktılar. Avrupa, Japonya ve Batı Afrika’yı kapsayan turnenin ilk ayağı olan Londra’da olay yarattılar. Havaalanında kalabalık bir hayran kitlesi karşıladı onları. Londra’da daha önce de konser vermişlerdi, Talk Of The Town adli bir gece klübünde. Bu kez ise, kocaman bir stadta binlerce hayran ile birlikte tüm medya çeşitleri de izledi onlari! Kasim’da ABD’de yapılan “Top Of The POP’s” konseri sırasında, sahne arkasında Alice Cooper ile tanıştı, Michael. Tek ortak noktaları olan yılan sevgisini keşfettiler! Michael bir yıl içinde ikinci solo albümünü çıkardı: “Ben”. Albüme adını veren parça, aynı adlı filmin soundtrack’ıydı. Film fareye aşık olan bir gencin hikâyesini anlatıyordu. Konunun garipliğine rağmen “Ben”, Michael’ın aynı yıl içinde 4. kez İngiltere listelerinde top 10’a girmesini sağladı. Artık bütün medya onun peşinden koşuyor, bir tek laf ya da fotoğraf koparmak için çırpınıyordu. Eski bir kız arkadaşıyla fotoğrafını yakaladıklarında sevinçten adeta delirdiler. Bu bir daha hiçbir gazeteciye nasip olmadı zaten!..

1973... Michael’ın üçüncü solo albümü çıktı: “Music And Me”. Bu, daha öncekiler gibi başarılı olmadı. Çünkü Michael’ın başında müziğinde onu özgür bırakmayan yapımcılar vardı, bu düzensizlik albümüne yansımıştı. Albümde The Supremes’dan “Johnny Raven” ile Diana Ross’un filmi “Lady Sings The Blues” un ancak birkaç yıl sonra hit olan şarkısı “Happy” de yer alıyordu. Fakat Jackson’lardan biri olarak yine başarılı oldu Michael. O yil iki albüm çıkardı grup: “Skywriter” ve “Get It Together”. Ayrıca başarılı bir ABD turnesine çıktılar. Aralık ayında Jermanie, Berry Gordy’nin kızı Hazel ile evlendi... (1988’de de boşandılar!)

1974... 1969’dan bu yana ilk kez İngiltere listelerine giremediler. Fakat “Dancing Machine” single’yla ABD’de 6. kez 1 numara oldular. Haziran’da da İngiltere konserleri iptal edildi. Çünkü David Cassidy konserindeki karışıklıkta bir genç ölmüştü. Kısacası o yıl Jackson’larla İngiltere’nin yıldızları barışmadı...

1975... Jackson kardeşlerle şirketleri Motown arasındaki anlaşmazlıklar iyice su yüzüne çıktı. Çalıştıkları altı yıl boyunca müziklerinde hiç özgür bırakılmamışlar, çok istedikleri halde albümlerinin yapımcılığına ortak olamamışlardı. Artık ipler kopmak üzereydi. “Forever, Michael” Michael’ın Motown’da yaptığı son orijinal albüm oldu. Prodüksiyon kalitesi ve içerik yine içler acısıydı. Yıl sonuna doğru da “The Best Of Michael Jackson” çıktı...

1976... Jackson kardeşlerin yaşamında yeni bir sayfa açıldı. 6 platin single ve 10 altın albüm kazandırdıktan sonra Motown’dan ayrılıp multimilyonluk bir antlaşma sonucu Epic’le çalışmaya başladılar. şirketleriyle birlikte müziklerinde de değişiklik yapmak istiyorlardı ve buna da yetkileri vardı artık. Hit yaratıcıları Kenny Gamble ve Leon Huff ile çalışmak üzere Philadelphia’ya gittiler. Bu proje ikiliyi en az Jackson’lar kadar heyecanlandırdı ve harikalar yaratmak üzere kampa girdiler. Bu arada Berry Gordy “The Jackson 5”in isim haklarının kendi şirketine ait olduğunu söyleyip dava açarak epey can sıktı. Sonunda isimleri “The Jacksons” olarak değişti. Gordy’nin kızıyla evli olan Jermanie ise, Motown’da kalarak kariyerini solo sürdürmeye karar verdi. Onun yerine en küçük erkek Jackson, Randy gruba girdi. Yazın grup özel bir TV sovuna çıktı. En ünlü şarkılarını seslendirdikleri bu şovda, ayrıca kısa ve komik skeçlerde rol aldılar. Michael oyunculuğun tadını ilk burada keşfetti. Ve Aralık’ta ilk albümleri çıktı: “The Jacksons”!..

1977... Nisan’da “Enjoy Yourself” adlı single’yla İngiltere listelerindeki itibarına tekrar kavuşan The Jacksons, bu ülkede bir dizi konser verdi. Bu konserlerden biri, Kraliçenin “Jübile Yılı” kutlamalarının bir bölümüydü ve Kraliçe'nin de katılımıyla Glasgow’da yapıldı. Yeni albümlerinin ikinci single’ı “Show You The Way To Go”, o güne kadar İngiltere’de elde ettikleri basarının en büyüğünü getirdi yani 1 numara oldular. Bu arada “The Wiz” filminin çalışmaları başladı. Diana Ross, Dorothy adında bir öğretmeni, Michael ise bir korkuluğu canlandırıyordu. Sette filmin müzikal direktörü ve ünlü yapımcı Quincy Jones ile tanıştırıldı. Daha sonraları Jones, Michael’in hayatında Diana’dan sonra ikinci önemli kişi ve dost oldu. O yılın 28 Ağustos’unda Michael 18. yasını görkemli bir törenle kutladı. Bu durum işi gücü skandal yaratmak olan dedikodu yazarlarını harekete geçirdi. Michael’in artık evlenmesi gerektiğini düşünüyorlardı. Yaptıkları kısa listede yer alan gelin adayları şunlardı; soul sarkıcısı Stephanie Mills, Jodie Foster, Tatum O’Neil (o tarihte yalnızca 13 yaşındaydı) ve Diana Ross!.. Bu tahminler tutmayınca, sonraki günlerde Diana Ross’un Michael’in gerçek annesi oldugunu iddia ettiler!. Ekim’de ikinci Epic albümleri çıktı: “Goin’ Places”. Bu da, muhtesem ikili Gamble ve Huff’un imzasını taşıyordu...

1978... Michael bu yılın büyük bölümünü “The Wiz” filminin çalışmalarıyla geçirdi. Ardından filmin soundtrack’ının kayıtları yapıldı. O yaz Jackson kardeşler, yeni albümleri “Destiny” için ter döktüler. Bu çalışma özellikle Michael’i çok heyecanlandırıyordu. Çünkü ilk kez bir albümün tüm sorumluluğunu onlar üstlenmişlerdi. Gamble ve Huff ikilisi bile yoktu işin içinde! “Destiny”den çıkan ilk single “Blame It On The Boogie” Eylül’de İngiltere’de ilk 10’a girdi. Kasım’da da albüm çıktı. Aynı anda “The Wiz”in soundtrack’ı da MCA tarafından piyasaya sürüldü. Bu albümün hit single’ı “Ease On Down The Road” da Michael ve Diana düet yapıyorlardı. Ardından filmin prömiyeri yapıldı. Olumlu, olumsuz, pek çok eleştiri getiren film, Michael’in sinema dünyasından sayısız teklif almasını sağladı...

1979... Jackson kardeşlerin son single’ı “Shake Your Body (Down To The Ground)” olay yarattı. Mart ayında İngiltere’de 4 numaraya çıkan parça, ABD’de iki milyonun üzerinde sattı. Bu The Jacksons’ın neler yapabileceğini kanıtlamış oldu. Bu arada Michael’in kafasında binbir düşünce cirit atıyordu. Artık sadece kendisi üretmek istiyordu. Bu yıllardır içinde büyüttüğü bir istekti. Motown’dayken de solo çalışmalar yapmıştı, ama müziğinde özgür değildi. Oysa şimdi sarkılarını kendisi yazıyordu. Artık Michael için kabuk değiştirme zamanı gelmişti. Ve Epic’teki ilk solo albümü “Off The Wall”un müjdecisi “Don’t Stop ‘Til You Get Enough” Ağustos’da çıktı. Bu ilk single İngiltere’de 3, ABD’de 1 numaraya yerleşti. Michael bundan tam 7 yıl önce “Got To Be There” ile kazandiği başarıyı tekrarlamıs oldu. Ardından albüm çıktı. “Off The Wall” süper bir kadronun elinden çıkmıştı: Quincy Jones, Rod Temperton, Paul McCartney, Stevie Wonder ve Carole Boyer Sager! Kasım’da “Off The Wall” single olarak çıktığında, Atlantik’in iki yakasında da zirveye oturdu. Michael’ı Michael yapan bu albüm dünya çapında 18 milyon satarak Beatles’in rekorunu kırdı. Bu rekoru yeniden kırmayı yalnızca Michael’in diğer albümleri başarabildi!..

1980... Müzik tarihini yeniden yazan albüm bu yil da başarılarını sürdürdü. Şubat’ta “Rock With You”, Nisan’da “She’s Out Of My Life”, Haziran’da “Girlfriend” single olarak yayınlandı. Michael, dört şarkısı birden ilk ona giren ilk şarkıcı oldu. “Off The Wall” albümü İngiltere ve Kanada’da 3, Avustralya’da 7 platin kazandı. Billboard’da 8 ay boyunca top 10’a demir atan albüm, listelerdeki saltanatını tam 84 hafta sürdürdü. Bütün dünyanın gözleri Michael’daydı. Medya peşinden kosuyor, fakat ondan tek kelime koparamıyordu. Eylül ayında The Jacksons’in yeni albümü “Triumph” çıktı. Bu platin albüm de o güne kadar en çok satmış üç single’i yarattı: “Heartbreak Hotel”, “Walk Right Now” ve “Can You Feel It”. Sonunda Hollywood Ticaret Odası, Jackson kardeşleri Hollywood’un ünlü şöhretler kaldırımı “Walk Of Fame”de bir yıldız vererek ödüllendirdi. Bu arada La Toya da kardeşleri gibi müzik dünyasına girmeye karar verdi. Michael, ablasının ilk albümü için “Night Time Love” adlı sarkıyı yazdı. Eski şirketleri Motown, başlarını ağrıtmaya devam ediyordu. Michael onlara 100.000 $ vererek çenelerini kapattı!..

1981... Michael bu sene de İngiltere listelerinin zirvesini ziyaret etmeyi başardı. Zirve alışkanlığını 5 yıl kadar önce Motown için kaydettigi “One Day In Your Life” ile sürdürdü. Temmuz’da Jackson kardeşler 39 duraklı bir turneye çıktılar. Los Angeles Forum’da dört gece üst üste 600.000 kişiye seslendiler. Toplam 5.5 milyon $’lik turnenin Atlanta Omni Theatre’daki konserinin 100.000 $’lik geliri, Atlanta Çocuk Fonu’na bağışlandı. İlk canlı albümlerini de bu konser sırasında kaydettiler: “The Jacksons Live”. Michael turne bitiminde bir daha asla böyle, yollara düşmeyeceğini açıkladı.

1982... Michael ve kardeşleri için sakin bir yıldı. Ama fırtına öncesi sessizlikti bu! Michael yıl sonunda bomba gibi patlayacak “Thriller”in kayıtlarıyla uğraşıyordu. Bu arada Diana’nın yeni albümü “Silk Electric” için harika ötesi bir şarki yazmaktan da geri kalmadı: “Muscles”. Ardından unutulmaz film “E.T. (The Extra Terrestrial)”nin soundtrack albümünü yaptı. Kasım ayı sonunda “Thriller”’in ilk single’ı çıktı:”The Girl Is Mine”. Paul McCartney ile birlikte seslendirdikleri bu şarkı, Michael’in yumuşak bir stile döndüğünü düşündürdü. Herkesin kafasında aynı soru oluştu: Acaba “Thriller”, “Off The Wall” kadar iyi olacak mı? Pek çok kişi “hayır” cevabını veriyordu single’a bakarak. Ve Aralık sonunda “Thriller” yayınlandı...

1983... Meraktan çok endişeyle beklenen “Thriller” ve albümden çıkan ikinci single “Billie Jean”, Ocak ayında İngiltere ve Amerika listelerinde “babalarının eviymiş” gibi zirveye oturdular. AAHSHALBNOBİZ, yani “Aynı Anda Hem Single Hem Albüm Listelerinde Bir Numara Olmayi Basaran İlk Zenci” ünvanı da Michael’in oldu! Usta Eddie Van Halen’in gitarını konuşturduğu “Beat It” ise Mart’ta büyük çıkışını yaptı ve albümün satışlarını artırdı. 16 Mayıs Pazartesi gecesi, Motown’un eski yeni tüm ünlü sanatçılari, şirketin 25. kuruluş yıldönümü konseri için bir araya geldiler. Kimler yoktu ki? Diana Ross and The Supremes, Smokey Robinson and The Miracles, Stevie Wonder, Marvin Gaye, Michael Jackson ve kardeşleri, hatta Jermanie bile! Ne oldu dersiniz? Michael “Billie Jean”i söyledi ve herkes onun gölgesinde kaldi tabii! Haziran’da “Wanna Be Startin’ Something” ilk ona girdi. Ekim’de “Thriller”in single’i ve videosu yayınlandı. O zamanların en pahalı videosu olan “Thriller”, hatırlarsınız, olay yarattı. Michael yine tüm dergilerin kapağını süslüyordu. Fakat yine de, onunla röpörtaj yapabilen bir allahın kulu gazeteci yoktu! Kasım’da Epic, birlikte çalismaya başladıklarından itibaren Michael’in yarattığı hit’lerden 9 tanesini sınırlı sayıda yayınladı. Bu arada “Thriller” tüm dünyada 35 milyon satarak “Tüm Zamanların En Çok Satan Albümü” oldu ve Guiness Rekorlar Kitabı’na girdi! Paul McCartney ile birlikte seslendirdikleri “Say Say Say”, Paul’un “Pipes Of Peace” albümüyle 10 Ekim’de çıktı.

1984... Ocak ayı Michael’a uğursuz geldi. L.A.’da kardeşleriyle birlikte Pepsi’nin reklam filmini çekerken bir duman bombası, Michael’in çok yakınında patladı ve saçları alev aldı. Hemen hastaneye kaldırılan Michael’ın alev almış saçlarının fotograflarını görmek için çıldıran hayranları, ertesi gün gazeteleri kapıştılar. Neyse ki, ona bir şey olmamıştı. Michael teselliyi yine L.A.’da Mart ayında yapılan Grammy Ödülleri töreninde buldu. Törenden ayrılırken kazandigi 8 ödülü taşımasına yardım eden de Diana Ross oldu. Aynı günlerde albümün altıncı single’ı çıktı: “Pretty Young Thing”. Tam 6 single’ı top 10’a girdiği için Michael, zaten kendi elinde bulunan rekoru kırmış oldu! Ardından “Thriller” vidosunun sahne arkasını, Michael’ın makyajının yapılışına kadar gösteren bir saatlik “The Making Of Thriller” yayınlandı. Ve üç gün içinde 100bin adet sattı. Michael Mayıs’ta da manşetlerden inmedi. Bunun iki nedeni vardı: Annesine 56. doığum günü hediyesi olarak aldığı Rolls Royce ve Ronald Regan ve eşiyle Beyaz Saray’daki görüşmesi. Michael “Beat It” şarkısının içkili araba kullanmaya karşi açilan bir kampanyada kullanılmasına izin vermişti. Bu arada Michael, babasıyla ve Freddy DeMann/Ron Weisner ikilisinin şirketiyle olan ticari ilişkilerini sona erdirdi. O günden sonra menajerliğini Frank Dileo üstlendi. Hazır manşetlerdeyken Michael ve kardeşleri yeni albümlerini tanıtmak amacıyla ABD turnesine çıkmaya karar verdiler. Temmuz’da ilk single “State Of Shock” çıktı. Michael bu kez Mick Jagger ile düet yapıyordu. Bu arada Motown, Michael’in “18 Greatest Hits” adlı bir best of’unu daha çıkardi. Turnenin açılışından bir gün önce, 5 Temmuz aksamı bir basın toplantısı düzenleyen Michael, bilet satış sisteminden hiç memnun olmadığını belirtti. Çünkü herkes tanesi 20$’dan en az 4 bilet almak zorundaydı. Tek sözüyle sistemin değiımesini saglayan Michael, 44 konserden elde edeceği gelirin tümünü çeşitli yardım kampanyalarına vereceğini de sözlerine ekledi! Jackson kardeşler, Victory Tour’unun açılışını Kansas Arrowhead Stadyum’unda 55.000 kişi önünde yaptılar.

1985... Baharda Michael’in özel hayatıyla ilgili değişik haber ve yorumlara yer verdi basın. Michael’ın müzik endüstrisinden ve genel olarak hayattan elini eteğini çekip, zamanını evinde hayvanlarıyla geçirmeye karar verdigi yazıldı. Michael bunları yalanlamak için Haziran’da Londra’ya gitti. Bahanesi de, ünlülerin mumyalarının bulundugu Madame Tussauds Müzesi’ndeki heykelinin aslına uygun olup olmadığını kontrol etmekti. Olay yaratan Londra gezisi boyunca hep kalabalık bir polis kordonuyla gezen Michael, bir gazetecinin mumyasını nasıl bulduğu yolundaki sorusunu “hoş, çok hoş” şeklinde yanıtladı. Fakat bir süre sonra ünlü beyaz eldivenin, heykelin yanlış eline giydirildiği farkedildi. Michael daha sonra Fil Adam John Merrick’in iskeletini görmek için Londra Hastanesine gitti. Bilmeyenler için, John Merrick’in normal olmayan, insandan çok file benzeyen bir yüzü vardı. Bu yüzden ona “fil adam” adı takılmıs ve hayatı boyunca bu farklılığı yüzünden çok acı çekmişti. Hatta ünlü yönetmen David Lynch, onun trajik yaşamını anlatan “Elephant Man” filmini çekmişti. Basında Michael’in bu korkunç ve zavallı adama her zaman hayranlık besledigi, onun hikâyesinden büyülendiği yazıldı.

1986... Mart’ta Michael, kesesine bereket, tam 47.500.000$ ödeyerek ATV’nin müzik yayınları kataloğundaki 4000 şarkıyı satın aldı! Fiyatın bu kadar yüksek olmasının nedeni, onun kadar zengin Paul McCartney’nin de bu şarkılara talip olmasıydı. İşin komiği, Michael’in satın aldığı koleksiyona Beatles’in bütün sarkıları da dahildi. Paul’e de bu işin sonunda bir bardak soğuk su içmek kaldı ne yazık ki! Michael ve Lionel Richie, en çok satan şarkı sıfatını bugün de koruyan ünlü “We Are The World” çalışmasıyla Grammy aldılar. Derken, Haziran’da büyük bir skandal patlak verdi: Michael California’daki bir restoranda oksijen maskesiyle görüldü! İngiliz gazetesi Today şöyle bir yorumda bulundu: “1986’nin Michael Jackson’u artık, en sadık hayranlarının bile gözardı edemeyeceği kadar zavallı bir haldedir”. Bir başka gazete ise maske olayını şöyle açıkladı: “Bu maske Çernobil faciasından sonra atmosferde oluşan radyoaktif serpintiden korunma amacını taşıyordu”. Bir diğeriyse, bu maskenin estetik ameliyatların izlerini gizlediğini iddia etti. Michael’in menajeri Frank Dileo ise söyle bir açıklama yaptı: “Michael bu maskeyi takıyordu, çünkü insanlar sakat ya da bandajlı birini gördüklerinde hemen yollarını değiştiriyor, uzaklaşıyorlar. Dışarı çıktığında sakat biri gibi olmak kolayına geliyor. Hatta tekerlekli sandalye daha inandırıcı oluyor”. Neyse, Michael’in Francis Ford Capolla ve George Lucas ile üzerinde bir yıldır çalıştığı film tamamlandı. 15 milyon$’a malolan “Captain Eo” adlı film, yalnızca California ve Florida’daki Disneyland’larda gösterildi. Ağustos’ta The Sun gazetesi Michael’in oksijen çadırında uyurken çekilmiş bir fotoğrafını kapak yaptı ve Michael’in bu sayede sonsuza dek genç kalacağına inandığını ileri sürdü. Eylül’de yeni bir fan klüp kuruldu: The World Of Michael Jackson, PO Box 1804, Encino, California. Bu arada kız kardeşi Janet, Madonna ve Whitney Houston’un tahtına aday gösterildi. Basında Michael’in kardeşinin seksi imajindan rahatsız olduğu ve onu “hafif” bulduğu yazıldı. Michael’in yeni albümünün kayıtları bir türlü bitmiyordu. Bir yetkili, “Thriller”in başarısına ulaşamaz endişesiyle Michael’in albümü tamamlamaktan korktuğunu belirtti. Kasım’da bir gazete Michael’ın tam 45 saat süren bir dizi estetik ameliyat yaptırdığı öne sürdü. Buna göre Michael’in gözlerine her zaman kalıcı eye-liner çekilmiş, yanakları yeniden biçimlendirilmiş, burnu hafifçe kaldırılıp uca dogru iyice daraltılmış, üst dudağı inceltilmiş ve önce küçültülen çenesine bir kemik eklenerek çekici bir görünüm kazandırılmıştı. Gazetenin iddiasına göre, Michael bütün bunları Diana Ross’a benzemek için yapıyordu! Neyse, Michael “Bad” albümüyle aynı adı taşıyan parçanın klibini çekmek için ünlü yönetmen Martin Scorsese ile Harlem’e gitti. Video 1.5 milyon$’a mal oldu.

1987...Temmuz’da “Bad”in ilk single’ı “I Just Can’t Stop Loving You” çıktı ve neredeyse dünyadaki tüm listelerde 1 numara oldu. Nihayet Eylül’de “Bad” yayınlandı! Albümden çıkan diğer single’larda (Dirty Diana, Leave Me Alone, Man In The Mirror ve The Way You Make Me Feel) bu başarıyı sürdürdüler. 12 Eylül’de Michael ilk durağı Tokyo olan dünya turnesine çıktı. Tokyo’nun Narita Havaalanı’nda 600’den fazla gazeteci tarafından kaşılandı. Michael bir basın toplantısı yaptıktan sonra, Avustralya’lı pop ustası Molly Meldrum’in programına katıldı. 1 saat süren röportajda Michael neredeyse hiç konusmadı, bütün soruları menajeri yanıtladı. ‘84’teki Victory Tour’dan bu yana ilk kez dünya turnesine çıkan Michael, bütün konserlerini “Wanna Be Starting Something” ile açtı, “Bad” ile bitirdi. Japonya’da 14, Avustralya’da 5 konser verdikten sonra, Avustralya’nın diğer kentlerinde ve Yeni Zelanda’daki konserleri “çesitli nedenlerle” iptal etti. Fakat daha sonra bu ülkelere tekrar giderek kendini affettirdi. Böylece 15 ülkede 123 konserle toplam 4.407.000 hayranına seslenmiş oldu. Bu arada 28 milyon satan “Bad”, 25 ülkenin listelerinde rekorlar kırdı. Michael, gittiği ülkelerde hasta çocukları ziyaret etmeyi de unutmadı.

1988... Michael’ın hayatını anlattığı “Moonwalker” kitabı çıktı. Michael’in Fred Astair’e ithaf ettiği kitap, ABD ve İngiltere’de 1 numaralı bestseller oldu. Ardından çekilen filmi de tüm dünyada olay yarattı. “Man In The Mirror”, “Dirty Diana”, “The Way You Make Me Feel” ve “Leave Me Alone”un videolari yil boyunca tüm dünya TV’lerinden eksik olmadı. Michael, “Man In The Mirror”la bekledigi Grammy’leri U2 ve Sting’e kaptırdığı için çok bozuldu. Hatta bu daha sonra yapımcısı Quincy Jones’dan ayrılma nedenlerinden biri oldu. ABD’nin o zamanki başkanı George Bush, “son on yılın en büyük sanatçısı Michael’dır” dedi. TV’deki bir programa katılan bir “uzman”, Michael’in şarki söylerken sürekli “ora”sını tutmasının, bilmemne fobisinden kaynaklandığını söyledi.

1989... 27 Ocak Los Angeles konseriyle Bad turnesi sona erdi. Sugar Ray Leonard’in boks maçını izlemeye, onu gazetecilerden koruyacak bir bodyguard ordusuyla gitti. Artık fotografçılardan yüzünü bile gizliyordu. Ekim’de Los Angeles’daki Gardner St. Elemantary School, oditoryumuna onun ismini verdi ve Michael’in da katıldığı bir tören yapıldı.

1990... Öyle sanıyorum ki, Michael bu yıl yeni albümü için evine ve evindeki stüdyosuna kapandı. Çünkü o yıla ait hiçbir bilgi bulamadım.

1991...Madonna ve Michael, o yılki Academy Awards törenine birlikte giderek olay yarattılar. Ekim’de La Toya, Playboy’a boy boy çıplak poz verip, sonra da “kardeşim şöyledir, babam onu şöyle şey etmiştir” diyerek Michael’i çileden çıkardı. Ve Kasım’da “Dangerous” albümünün ilk single’ı çıktı: “Black Or White”. Michael yepyeni bir stille karşımızdaydı. Yeni şirketiyle birlikte, menajerini ve yapımcısını da değiştirmisti. Quincy Jones yerine, “R&B, funk ve rap”in yaratıcısı Teddy Riley ile çalışıyordu artık. İlk single da bunun göstergesi oldu. Irkçılık karşıtı, rock, pop ve funk karışımı “Black Or White”, “Thriller”da da imzası bulunan John Landis’in yönettiği nefis videosuyla da 1 numara oldu. Michael’in çocuk arkadaşlarından Macaulay Culkin de videoda rol aldı. Michael görüntüsünü de değiştirdi. Artık eskisi gibi abartılı giysileri tercih etmiyor, siyah bir kot, üstüne de beyaz bir t-shirt giymekle yetiniyordu. Saçlarını da sıkı sıkı topluyordu. Michael, eskimiş imajını degiştirerek yeni gençliği yakalamayı başardı. 77 dakikalık “Dangerous” albümü çıktıktan sonra, 7 gün içinde 4 milyon satarak rekor kırdı. “Thriller”in elinde bulunan “en hizli satan albüm” ünvanını kapmış oldu. MTV’nin 10. kurulus yıldönümü şovunda, “Black Or White” ve “Give In To Me”de Michael’a Slash gitarıyla eşlik etti. “Black Or White”in 11 dakikalık videosunun ikinci yarısına aileler itiraz ettiler. Michael’ın hareketlerindeki seks ve şiddet unsurunun, çocuklarını kötü yönde etkilemesinden şikâyetçiydiler. Gelen çok sayıda şikâyet telefonu sonucunda, TV’ler o bölümü makasladı.

1992... “Remember The Time”, “In The Closet”, “Jam” ve “Heal The World” single’ları çıktı. Tabii ki videoları da süperdi. Eddie Murphy ve Iman'ın da oynadığı “Remember The Time” videosu hafızalardan silinmeyecek güzellikteydi. “In The Closet”deyse Michael, manken Naomi Campbell ile dans etti. Albümde yer alan “Gone Too Soon”, yani “Çok Erken Gitti”yi Michael, Aids kurbanı Ryan White için yazmıştı ve şarkıyı ağlayarak bitiriyordu. 3 Şubat günü, tabii ki Pepsi Cola’nın sponsorluğunu yaptığı “Dangerous Turu”nun ve “Heal The World Fonu”nun ayrıntılarını anlatan bir toplantı yaptı ve turne başladı! Michael, amacının çocuklar ve çevre yararına mümkün olduğu kadar çok para toplamak olduğunu açıkladı: “Nedenini bilmiyorum, ama beni çocuklarla birlikte olmaktan daha mutlu eden bir şey yok” dedi.

1993... “Give In To Me”nin videosu çıktı. Michael ayrıca Eddie Murphy’nin son single’ı “Whatzupwitu”nun videosunda oynadı. Amerikan Music Awards törenine Elizabeth Taylor’la, Grammy Awards törenine Brooke Shields’la katıldı. Talk Show ustası Oprah Winfrey’le, kendi deyimiyle “Neverland Vadisi”ndeki evinde yaptığı söyleşi, yılın en önemli olaylarından biri oldu ve tam 100 milyon kişi tarafından izlendi. Yarısında Liz Taylor’ın katıldığı programda Michael, Brooke’a aşık olduğunu, birlikte olduklarını, dışarı çıkmayıp evlerinde buluştuklarını, evlenip çocuk sahibi olmak istediğini, çocukluğunu yaşayamadığını, babasının küçükken onu dövdüğünü, yalnızca iki estetik ameliyat geçirdigini, cildinin beyazlasmasının nedeninin bir pigmentasyon bozukluğu olan Vitiligo hastalığı olduğunu.. açıkladı. “Hala bakir misin?” sorusuna, “Ben bir centilmenim, bu özel konulardan konuşmaktan hoşlanmam” diyerek yanıtlamadı. Michael’in turne boyunca yanından ayırmadığı 13 yaşındaki arkadaşı Jordan Chandler’in diş doktoru babası, Michael’in, oğluna cinsel tacizde bulunduğunu iddia etti. Hemen soruşturma başladı. Michael’in evinde somut bir delil bulunamadı. Tıbbi muayenede de bir sey çıkmadı. Zaten oral seks yaptırdığı iddia ediliyordu. Bu arada disçi babanın daha önce Michael’a ortak bir prodüksiyon teklif ettiği ve reddedildiği, bu yüzden intikam peşinde olduğu ileri sürüldü. Buna karşilik Michael’in çevresindeki çocuklara hep pahalı hediyeler aldığı ve geceleri onlarla yattığı da öne sürüldü. Michael, Singapur konserini iptal etti. Michael’in bütün ailesi ve arkadaşları, etrafında kenetlendi, fakat bir tek La Toya ve kocası bu iddiaları doğruladı. Michael’in bunu eskiden beri yaptığını söylediler.

1995... “HIStory Past, Present and Future - Book 1” Michael’ın listeledeki egemenliğini sürdürdü. “Scream”da kardeşi Janet ile düet yapan Michael aynı şarkının klibinde de kardeşiyle rol aldı. Kendisine yapılan haksızlıkları anlattığı “They Don’t Care About Us” zirveye oturdu. Bu albümün diğer single’ları “Stranger In Moscow”, “Earth Song”, “You Are Not Alone” ve “Childhood” en çok satılan 45’likler arasına girdi. Eylül’de vizyona giren “Özgür Willy 2 (Free Willy 2)”nin de müziği Michael’a aitti. Elvis Presley’in kızı Lisa Marie Presley’le evlendi fakat çok geçmeden bosandılar.

1996... Michael, bir sene sonra yayınlayacağı film için hazırlıklara başladı. Bu film için bir de soundtrack niteliğini taşıyan mini albüm çıkaracaktı... Michael’in diger evliligi Deborah Rowe ile oldu. Hep istediği çocuğuna da kavuştu: “Prince Michael Jackson Junior”

1997... “Michael Jackson’s Ghost” filmi çok gecikmeden vizyona girdi. “Blood On The Dance Floor - HIStory In The Mix”de bu filmin soundtrack’i niteliğindeydi...

2000... "Prince"'in kız kardeşi "Paris" doğdu.

2001... "Invincible" (Yenilmez) isimli albümünün ilk single'ı “You Rock My World” çıktı ve klibi dünya müzik listelerinde bir numaraya oturdu. Sonunda beklenen an geldi ve 30 Ekim günü “Invincible” albümü çıktı ve daha ilk haftadan 3Milyon adetin üzerinde sattı.

2002... Mtv tarafından verilen Millenyum sanatçısı ödülü Michael Jackson'ın oldu. Blanket lakabıyla tanınan Michael'ın üçüncü çocuğu "Prince Michael II" dünyaya geldi.

2003... Number Ones, Michael Jackson in büyük hitlerini ve "One More Chance" isimli yeni bir sarkiyi iceren derleme albüm. Avrupa ve Avustralya da 17 Kasim 2003 da, ABD de 18 Kasim da yayinlanan albüm dört ayri Michael pozlari iceren dört degisik kapakla piyasaya sürüldü. Ayni zamanda kisa filmlerinin derlemesini barindiran DVD de cikti. 6,5 milyon civari satildi.

2004... The Ultimate Collection, Michael Jackson hakkinda bugüne kadar cikartilmis en kapsamli toplama albüm kutusudur. 2004 yilinda cikartilmis bu kutu 4 CD ve daha Michael Jackson un yayinlanmis olan ilk konser DVDsini iceriyor. Jackson 5 sarkilarindan Michael in en son solo albümü olan Invincible e kadar 30 seneyi askin bir sanat hayatinin en taninmis sarkilarini iceriyor. Bunun yani sira demo versiyonlari, daha evvel yayinlanmamis sarkilar veya cok nadir bulunan bir cok eseri kapsiyor.

2005... The Essential Michael Jackson, Sony nin "The Essential" serisinin Michael Jackson icin cikardigi toplama albümüdür. 2005 de piyasaya sürülen bu albüm Jackson 5, The Jacksons ve Michael Jackson un en büyük hitlerini kapsiyor. Michael Jackson un sanat gecmisinin özenle hazirlanmis güzel bir özeti.

Asilsiz iddialar sonucu hakkinda taciz davasi acilan Michael Jackson, 13 Haziran 2005 de 12 kisilik jürinin oy birligi ile masum olarak bulundu. 14 hafta süren dava sürecinde Michael Jackson un avukatlari davaci ailenin para koparmak amaci ile sürekli ünlüler pesinde kosan, sosyal yardim kuruluslarindan para alabilmek icin yanlis gelir bildiriminde bulunan ve daha önceden de taciz suclamalarai ile baskalarindan para koparabilen bir aile oldugunu gösterebildiler. Bütün bunlari da cok kisa bir süre icerisinde gerekli belge ve taniklarla yaparak, dünyanin en büyük yildizlarindan birinin üzerindeki 12 yillik kara lekeyi silmeyi basardilar.

2006... Michael'a Tokyo'da MTV Japonya tarafından "Efsane Ödülü" takdim edildi. Ayrıca 2006 World Music Awards'da kendisine "Diamond Award" takdim edildi. Thriller albümünün elde ettiği “Tüm Dünyada 104 Milyonluk Satış Rekoru" ve Michael Jackson'ın kırdığı diğer rekorlar ile elde ettiği başarılar sebebiyle kendisine Londra'da Guinness World Records tarafından 8 tescil sertifikası takdim edildi…
Utku
Utku
Moderatör
Moderatör

Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 435
Forum Puanı Forum Puanı : 887
Rep Puanı Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 04/08/09
Yaş Yaş : 42
Nerden Nerden : İzmir,tam 35

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Michael Jackson Hakkında Empty Geri: Michael Jackson Hakkında

Mesaj tarafından MTAdmin C.tesi Mayıs 01, 2010 10:17 pm

[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
MTAdmin
MTAdmin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 4394
Forum Puanı Forum Puanı : 11617
Rep Puanı Rep Puanı : 36
Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 04/08/09

https://seksenler.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz